ihya.org

Diş çürükleri

9 adımda ağız sağlığı

Ağız sağlığınızı dikkate alıyor musunuz? İşte size yardımcı olacak 9 ipucu...

Ağız kokusu ve diş çürükleri günlük hayatımızı zorlaştıran en önemli sağlık problemlerimiz arasındadır.Ancak hayatı doğrudan etkilemediği için gereken önem verilmemektedir.

Plusdent Diş Kliniği’nden Diş Hekimi Mehmet Kazandı kişilerin farkında olmadan yaptıkları hatalardan kurtularak daha sağlıklı dişlere sahip olabileceklerini söylüyor ve bu hataları şöyle sıralıyor:

Sürekli kahve molası: Çoğunlukla ofis çalışanlarının sahip olduğu bütün gün kahve, çay vs içme ve atıştırma alışkanlığı, ağızda asit salgılayan bakterileri aktive ederek bu bakterilerin diş yüzeyinde yaşamasına ve dişleri çürütmesine neden olur.

Plusdent Diş Kliniği’nden Diş Hekimi Mehmet Kazandı çay ve kahveyi şekersiz tüketilmesini ya da bu içeceklerin yerine süt ve süt ürünlerini tercih edilmesi gerektiğini ve yanında atıştırılan yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini belirtiyor.

Dental Restorasyonlar

ZAMANI DOLMUŞ RESTORASYONLAR (DOLGU VE KURONLAR) NİÇİN YENİLENMELİDİR?

Bunun bazı sebepleri vardır;



*YIPRANMA, bir restorasyonunun ömrünü etkileyen birçok faktör olmasına rağmen, gümüş (amalgam) dolgu, kuron veya köprünün ortalama ömrü 5 ila 15 yıldır. kompozitlerin (plastik-diş renkli dolgu) ortalama ömrü ise 5 ila 10 yıldır. Çiğnemek suretiyle dişlere ve dolgulara uygulanan sürekli kuvvetler yıpranma sebebidir. Bazı durumlarda porselen veya altın kuronlar, karşı dişin sürekli öğütmesinden dolayı yıpranır.



*SIZINTI, dolgular yıpranma ve travma (darbeler) sebebiyle kenarları boyunca açılmaya başlar. Bu durumda sızıntı kaçınılmazdır. Genelde bir kuronun ısırma yüzeyindeki sızıntı, hasta tarafından fark edilemez. Bu, bakterilerin dişin daha derin bölgelerine nüfuz etmesine sebep olur. Bir kez bakteri, diş veya kuronun içine nüfuz ettikten sonra oradan çıkarılamaz ve hızla çürüme başlar. Tüm bunlardan daha da kötüsü, bu hasarın genellikle görülmemesi ve çürüme dişin özüne gelinceye kadar hiçbir belirti vermemesidir.

Diş çürümesinin tedavisi

Oyukların (çürükler) çoğunun farkına bir diş muayenesi sırasında varılır, çünkü çürümenin erken evreleri ağrısızdır. Diş çürümesini erken saptamak ve tedavi etmek ağrıyı, masrafı önler ve en önemlisi size dişinizi kazandırır.

Bir oyuk keşfedilir keşfedilmez, durum daha ağrısız gibidir, çünkü dişin dış bölümleri, diş minesi ve dentin ağrıya karşı diş özüne nazaran daha az hassastırlar. Çürüğünüz olup olmadığını saptamanın bir yolu diş röntgeni çekmektir. Diş hekiminiz, diş öykünüz ve dişlerinizin durumu temelinde röntgenin gerekli olup olmadığını ya da kaç röntgen çekilmesi gerektiğine karar verecektir.

Dişinizde çok ciddi bir çürük varsa, modern diş hekimliği, tedavi sürecinin rahatsızlığını gidermek için donanmıştır ve genellikle diş dolgusu (onarılma) ya da kanal tedavisi (dişin hastalıklı bölümünün alındığı ve etkilenmemiş kök ve dişlerin yerinde bırakıldığı) gibi işlemlerle diş kurtarılabilir.

Diş Dolguları

Diş çürümesinin önlenmesi

Başarılı bir diş çürümesini önleme planı üç aşama içerir: Dişinize iyi bakmanız, doğru diyet ve çocukların durumunda ve tüm dişlere florid uygulanması. Böyle bir plan, günlük temelde, baştan sona tam bir fırçalama ve diş ipiyle diş aralarını temizlemeyi, kontroller için diş hekimine düzenli olarak gitmeyi, diyetinizde aldığınız şeker ve karbonhidratı denetlemeyi ve çürüğü önlemek için florid kullanımını içerir. İdeal bir dünyada herkes her öğün ve atıştırmadan sonra dişlerini fırçalamalıdır. Daha gerçekçi bir hedef ise dişleri bir sabah ve bir gece yatmadan önce olmak üzere günde en az iki kez fırçalamak ve en az bir kez diş ipiyle diş aralarını temizlemektir. çürüme süreci çoğu kez, gece ağzınız tükürük yokluğundan kuruduğunda ve diliniz ağzınızı temizleme hareketleri yapma konusunda hareketsiz kaldığında başlar. Gece yatmadan önce dişlerinizi fırçalamanız ve diş aralarını temizlemeniz çok önemlidir, çünkü aksi halde çürümeye neden olabilecek yiyecek ve bakteriler dişlerin çevresinde birikir.

Diş Çürümesi ve Flor

Bundan on, yirmi sene önce, bilim adamları floru eksik içme suyuna flor ekleyerek, bu suyu içen çocuk ve ergenlerde çürük sayısının azaldığını buldular. Günümüzde, bilim adamlarının delili ise kesin: içme suyuna ve diş macununa flor eklenmesi, özellikle çocuklar arasında çürükleri önlüyor. Özellikle çocukluk dönemi başlangıcında flor almak dişlerin gelişimine yarar sağlar. Flor, mine yapısı içine girer ve sürekli koruma sağlar.

Siz ve aileniz her zaman flor içeren diş macunu ile dişlerinizi fırçalamalısmız.

Çocuklara cazip kılmak için özel olarak tatlandırılmış olanlar da dahil çeşitli florlu diş macunları vardır.

Flor kullanımının sonuçları öyle etkileyicidir ki, günümüzde sadece diş macunları değil bazı içme suyu kaynaklan da florid içerir. Flor ucuz, güvenilir ve etkilidir. Yine de, insanların çok azı florlu su içmektedir. Eğer çocuğunuz varsa ve içme suyu şebekesi böyle bir işlem görmemişse, okullarınızda içme suyu için florlama isteyin. Buna ek olarak, florlu su içemeyen her yaştaki kişi, diş hekimi ya da doktor reçetesiyle elde edebileceği flor damlaları ya da tabletleri kullanarak yarar sağlayabilir.

Diş çürüğü aktivite testleri

Diş Çürüğü Aktivite Testleri Nedir?


Diş çürüğü, etkeni bakteri olan bulaşabilir ve önlenebilir bir hastalıktır.

Dişhekimliğinde genellikle diş çürüğünün salt sonucu olan çürük kavitesi ile ilgilenilir ve onun tedavisi yapılır.Geleneksel ya da operatif yaklaşım olarak adlandırılan bu yaklaşımla diş hekimi salt "onaran hekimdir". Böyle bir uygulama tıpta büyük bir yanlışlığı ifade eder. Örneğin hipertansiyon tedavisi tansiyon ölçülmeden söz konusu olabilir mi ? Örneğin bir akciğer tüberkülozu salt radyografi ile saptanarak lezyon kesip atılarak ve yeri uygun bir restoratif materyalle doldurulup bol bol temiz hava önerilerek tedavi edilebilir mi ? Altı ay sonraki kontrolde yeni bir lezyonla karşılaşıldığında akciğerin o parçası da kesilip doldurulur mu? Koruyucu ve tedavi edici hekimlik ancak bir hastalığın nedenine yönelik tıbbi yaklaşımla olanaklıdır.

Bebek ve Çocuklarda Ağız Bakımı

Diş sağlığının önemine dikkat çeken uzmanlar, bu konudaki önlemlerin çocuk yaşta alınması gerektiğini belirtiyor.

Diş çürüklerinin ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açtığını belirten uzmanlar, "Çürükler, ağrıyla çocuğun çok küçük yaşlarda tanışmasına ve gelecekte bazı fobileri olmasına neden olabilir. Tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar pek çok genel sağlık problemine sebep olabilir. Dolayısıyla, süt dişlerindeki çürükler, "nasıl olsa yerine yenileri gelecek" yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir" diyor.

Uzmanlar, diş sağlığı konusunda dikkat edilmesi gereken hususları soru-cevap şeklinde şöyle açıklıyor:

"Süt dişlerinin önemi nedir?"
Uzmanların verdiği bilgiye göre, süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamak. Ayrıca, konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlı. Süt dişleri, kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmakta. Süt dişi erken çekildiği zaman, bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmakta.

Çocuklarda Diş Sağlığı

Çocuklarda daimi dişlerin önemi

Çocuklarda genellikle ilk daimi diş 6 yaşında süren birinci büyük azı dişidir.6 yaş çocukların henüz ağız hijyenini çok iyi sağlayamadıkları bir yaştır,buna rağmen çocukların ağzında ömür boyu kullanacakları ilk daimi dişleri ağızdadır.

Peki bu durumda ne yapmalı ki çocuk birinci büyük azı dişini çürütmesin?

Diş Çürüğü

Diş çürüğü nedir?

Diş çürükleri daha çok koyu renklenmelerle birlikte görülen oyuklar olarak algılanmaktadır. Önlenebilir bir hastalık olmasına karşın dünyada diş çürüğü deneyimi yaşamayan çok az insan vardır.

Dişler neden çürür?

Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına ve dişhekimlerinin kavite dedikleri oyuklara neden olmaktadırlar.

Kimlerde daha çok çürük olur?

Diş Ağrısı

* Ağrıyan diş üzerinde ve dişlerin arasında bulunan gıda birikintileri, diş fırçası ve diş ipi kullanılarak temizlenmeli ve yarım su bardağına yarım çay kaşığı tuz ilave edilerek elde edilen tuzlu su ile ağız iyice çalkalanmalıdır.

* Kesinlikle ağrıyan diş üzerine ASPİRİN ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları nedeni ile bu gibi ilaçlar diş etinde ve çevre yumuşak dokularda tahrişlere neden olabilmektedir. Bu da diş ağrısının yanında ikinci bir ağrının oluşmasına neden olacaktır.

* Eğer iltihap nedeni ile yüzde şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yapılmalıdır.

* Dişhekimine gitmeden önce bir ağrı kesici ilaç alınabilir.

* Diş üzerinde çürük nedeni ile oyuk oluşmuşsa buraya çok az karanfil yağı (eugenol) emdirilmiş pamuk koyulabilir. Eugenol ağrının azalmasını sağlayacaktır. Ancak, bu işlemi yaparken eugenol fazla kullanılarak diş etine sızmasına neden olunmamalıdır. Çünkü karanfil yağı da yumuşak dokuları tahrip edici özelliğe sahiptir.

* Bir an önce dişhekimine başvurulmalıdır.

Yanlış bilgiler diş çürüklerini artırıyor

Dr. Dt. Okhan Oral, diş ağrısını keser diye dişe rakı ya da tuz koymak gibi kulaktan dolma bilgilerin zararları ve yanlış bilinen uygulamalar hakkında bilgi verdi. Ağız ve diş sağlığı konusunda yapılan hataları ve topluma yerleşmiş yanlış inanışları anlatan Oral, "Dişleri çizer diye macun kullanmayanlar, daha iyi temizler diye en sert diş fırçasını arayıp bulanlar, dişleri kanadı diye sevinenler, çürükler kalıtsaldır, çarpık dişler doğuştandır diyenlerin sayıları azımsanmayacak kadar çoktur" dedi.

Çoğu zaman diş ağrısından duramayacak hale gelinceye kadar diş doktoruna gidilmediğini ifade eden Oral, "Hal böyle olunca da ağız ve diş sağlığında sınıfta kalıyoruz. İyi fırçalamak fırçanın sertliğiyle değil, fırçalama tekniğiyle ilgilidir. Genellikle orta sertlikte diş fırçaları kullanılır. Çok sert fırçalar dişleri aşındırabilir. Çok yumuşak fırçalar ise dişleri temizlemeyebilir. Dişleri sert fırçalamak dişleri temizlemek yerine, 'fırça çürüğü' dediğimiz aşınmalara neden olur. Dişlerin mine tabakası

Dişleri koruyan nano parçacıklar!

New York'taki Clarkson Üniversitesi'nden araştırmacılar, dişleri çürüklere karşı koruyan yeni bir yöntem geliştirdi. Bu yöntemle dişin yüzeyi silis nanoparçacıklarla oldukça duyarlı ve kusursuz bir biçimde cilalanıyor.


Bilim Teknik Dergisindeki habere göre araştırmacılar, yarıiletken endüstrisinde kullanılan cilalama teknolojisini diş yüzeyine uygulamayı başardılar. Cilalama sonrasında diş üzerinde kalan pürüz yalnızca birkaç nanometre (10-9 metre). Yani bir kum tanesinden 100.000 kez daha küçük.

Yeni yöntemle cilalanan diş, o kadar "kaygan" hale geliyor ki diş minesine zarar veren "kötü" bakteriler diş yüzeyine tutunamıyor. Böylece bakteriler, dişe zarar veremeden kolayca temizlenebiliyor.

Geçmişte dişlerin cilalanmasında silis parçacıkları kullanıldıysa da nanoölçekte parçacıkların kullanılması bir ilk.

"Porselen Inley" ile daha estetik bir ağız!

“Inley” klasik dolguya alternatif olarak kullanılan, rutin ağız bakımı dışında farklı bir bakım gerektirmeyen, daha estetik ve daha sağlıklı bir tedavi yöntemi.

“Inley”in klasik dolguya alternatif olarak kullanılan, rutin ağız bakımı dışında farklı bir bakım gerektirmeyen, daha estetik ve daha sağlıklı bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Diş Hekimi Dr. Özkan Çankaya, diş çürükleri, tedavisi ve inley yöntemi hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

Dişler Neden Çürür?

Diş Hekimi Dr. Özkan Çankaya, ağzın normal florasında bulunan bakterilerin, diş yüzeylerinde biriken yiyecek artıkları ile beslenerek asit açığa çıkardıklarını, bu asitlerin, dişlerin mineral dokusunu çözerek diş minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına neden olduğunu açıklıyor. Diş minesinde ortaya çıkan pürüzlenme, zamanla artarak diş yüzeyinde çukurcuklar oluşturur, diş çürüğünün ilk belirtisi, diş yüzeyinde oluşan tebeşir beyazı bir lekedir. Bu aşamada çürüğün durdurulabilir ve geri döndürülebilir olduğunu belirten Dr. Çankaya, beyaz lekenin, minenin hangi bölgesinde mineral kaybı olduğunu gösterdiğini, bir süre sonra mineral kaybının diş yüzeyinde bir delik açılacak şekilde büyüdüğünü açıklıyor. Kayıp devam ederse diş minesinin altındaki dentin tabakasının da bu durumdan etkileneceğini, bu dokunun mineye nazaran daha yumuşak olması sebebiyle çürümenin, yani diş sert dokusunun yıkımının hızlandığını da sözlerine ekliyor.

Bazı diş çürükleri genetik mi?

Tıp literatürüne giren bir araştırma, diş çürüklerinin genetik bir yönü olduğunu da ortaya koydu.

KONYA’da Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde yapılan ve tıp literatürüne giren bir araştırma, diş çürüklerinin genetik bir yönü olduğunu da ortaya koydu.

Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülkadir Şengün, 110 kişi üzerinde gerçekleştirilen ‘Diş çürüklerinin genetik yönü’ adlı araştırmada, bugüne kadar bilinmeyen bir gerçekle karşılaştıklarını belirtti. Doç. Dr. Şengün, “Vitamin D reseptör geni ile diş çürüğü arasında bir bağlantı olduğunu tespit ettik. Bu genin bozukluğu diş çürüklerine yatkınlığı artırıyor. Böylece diş çürüğünün genetik bir yönünün olduğunu da ortaya koyduk. Bu durum genetik olarak diş çürüğüne yatkın olan bireylerin ‘bu bir kader’ diye bakmayıp, önceden bu yatkınlık tespit edilen bireylerin daha fazla koruyucu önlemler alması açısından oldukça önlemli bir bulgudur” dedi.

Diş çürükleri anneden çocuğa bulaşabilir

Çocuklara bakteri bulaştırmamak için neler yapmak gerkiyor?

Çok bileşenli bir enfeksiyon hastalığı olan diş çürüğü, bulaşıcı bir nitelik taşıyor. Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu doğduklarında bebeklerin ağız ortamlarının çürük yapıcı bakteri içermediğini, bu bakterilerin bebek dişlerini sürmeye başladığında oluştuğunu belirtti.

TAŞIYICI OLMAYIN

Çürük yapan bakterilerin baba ve özellikle de anneden çocuklara bulaştığını belirten Çağdaş Kışlaoğlu, 1-2.5 yaş arasındaki çocukların ağız ve diş sağlıklarından ailelerinin sorumlu olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Çocuğa bakteri bulaşmaması için anne, bebeğini beslerken kaşık, emzik ve biberon gibi araçları kendi ağzıyla temasta bulundurmadan kullanmaya özen göstermelidir. Aksi taktirde anne, çürüğe yol açacak organizmaları kendi ağzından bebeğinin ağzına aktarır.” Anne-babaların, çocuklarını herhangi bir sorun olsun ya da olmasın her altı ayda bir diş hekimine kontrole götürmeleri gerektiğini belirten Kışlaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

ŞEKERİ ÖLÇÜLÜ VERİN

Top