ABD’de yapılan araştırma, içerisinde fitosteroller bulunan ay çekirdeğinin kolesterolü azalttığını ortaya koydu.

Fitosteroller kimyasal yapısı kolesterole çok benzeyen ve beslenme düzeninde yeterli miktarda alındığında, kan kolesterolü düzeyini azalttığına, bağışıklığı güçlendirdiğine ve belirli kanser türleri riskini azalttığına inanılan, bitkilerde bulunan bileşikler olarak biliniyor.

Kısırlık nedenlerinden olan varikosel sadece yetişkinlerde değil, ergenlik çağında da görülüyor. Hastalık bu dönemde tedavi edilirse tamamen iyileşme şansı yetişkinlere göre daha fazla oluyor.

Varikoseli, ”testislerdeki kanı boşaltan toplardamarların genişleyip büyümeleri" olarak tanımlayan Ürolojik Cerrahi Derneği Başkanı Dr. Serdar Tekgül, kısırlık nedeniyle doktora başvuranların yarısında, daha önce çocuk sahibi olup da ikinci defa baba olamayan 10 erkekten 8'inde varikosel olduğunu söyledi.

Tıkayıcı uyku apne sendromunun okul öncesinde tedavi edilmesi önem taşıyor. Çünkü tedavi edilmeyen sorun, çocukların hem yaşam kalitesini hem de okul başarısını olumsuz etkiliyor.

Okul öncesi çocuklarda toplam uyku süresinin 11-12 saat olduğunu belirten Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refika Ersu, 6-12 yaş döneminde ise bu sürenin 9-11 saat olması gerektiğini söyledi.

Horlama ve tıkayıcı uyku apnesinin çocuklarda da sık görülen bir durum olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Ersu, şöyle konuştu: ''Tıkayıcı uyku apne sendromu, uyku sırasında tam veya kısmi hava yolu tıkanması sonucunda normal solunumun ve uyku yapısının bozulmasıdır. Tıkayıcı uyku apne sendromu en sık 2-6 yaş arasındaki çocuklarda bademcik ve geniz eti büyümesine bağlı olarak oluşur. Eğer tedavi edilmezse çocukların sağlığını, eğitimlerini ve yaşam kalitesini etkiler.''

İngiliz ve Hollandalı doktorlardan oluşan bir araştırma ekibi, sürekli düşük bebek yapan kadınların 'ultra-doğurgan' olabileceğini tespit etti.

Doktorlara göre bazı kadınların rahimleri, normalde reddedilmesi gereken sağlıksız embriyoların oluşumunu destekliyor. PLoS ONE dergisinde yayınlanan araştırma raporu, bu şekilde oluşan hamileliklerin başarısız olduğunu açıklıyor.

Mükemmel birer filtre olan böbrekler her gün 200 litre kanı süzerek toksik maddeleri vücuttan uzaklaştırıyor. Ancak bu çalışkan organlar zamanla yorulup fonksiyonlarını kaybedebiliyor. Günümüzde sayıları hızla artan böbrek yetmezliği hastalarından biri olmak istemiyorsanız uzmanların önerilerine kulak verin, böbreklerinizi koruma altına alın.

Her 6-7 kişiden birinin böbrek hastası olduğu ülkemizde 5 yıl sonra 125 bin böbrek hastasının var olacağı öngörülüyor. Oysa günlük yaşantımızda yapacağımız ufak değişiklikler ve düzenli kontroller yaşam boyu sağlıklı böbreklere sahip olmamızı sağlıyor. International Hospital Organ Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Doç. Dr. Ülkem Çakır, hızla artan böbrek yetmezliği hastaları için en iyi tedavi yönteminin böbrek nakli olduğunu ancak esas hedefin böbrek yetmezliğini önlemek olduğunu belirtiyor.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Koyuncu özellikle bunaltıcı yaz günlerini klima altında geçirmenin zararları konusunda uyarılarda bulundu.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Koyuncu, klimaların iş yeri hastalıklarını tetiklediğini belirterek, ''Genel çalışma alanlarının ortam sıcaklık dereceleri ile vücut sıcaklığı arasındaki ısı farkı 10 dereyi aşmamalıdır. Cihazların ayarı buna göre yapılmalıdır'' dedi.

Prof. Dr. Koyuncu iş yerlerinde kışın ısıtma yazın da soğutma yapıldığını anımsatarak, çalışanların kışın havanın ısıtılmasından pek şikayetçi olmadıklarını, çünkü vücudun sıcağı sevdiğini ifade etti.

Astronotların bel ve boyun ağrısının azalmasından yola çıkılarak geliştirilen, Cerrahisiz Dekompresif Traksiyon tedavisinin bel fıtığına yüzde 75 çözüm ürettiği bildirildi.

Samsun Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Başhekimi Dr. Rabia Cerrah Karanfil, uzun zaman önce özellikle bel ya da boyun ağrısı olan astronotların, uzaydan döndükten sonra ağrılarında ciddi azalmalar olduğunun tespit edildiğini söyledi.

Yapılan araştırmalarda, uzayda yer çekimi olmadığı için astronotların belindeki yükün ortadan kalktığının, hastaların rahatladığının ortaya çıktığını aktaran Karanfil, bunun üzerine Cerrahisiz Dekompresif Traksiyon tedavisinin geliştirildiğini belirtti.

Sağlık Bakanlığı, sağlığa uygun olmayan 15 damacana suyu markasını açıkladı.

Sağlık Bakanlığı, damacana su denetimlerine ilişkin halk sağlığı laboratuvarlarının 81 ilde yaptığı çalışmaları açıkladı.

Türkiye genelinde piyasaya arz edilmiş ürünlerden satış noktalarından örnekler alınarak, 1418 ürün Halk Sağlığı Laboratuvarları'nda incelemeye alındı.

Bilim insanları, kanserin de kendi kök hücreleri olduğunu doğruladı. Gelişme, tümörün bir daha ortaya çıkmaması için tedavi sırasında bu kök hücrelerin hedef alınması açısından son derece önemli.

"Nature" ve "Science" dergilerinde yayımlanan 3 ayrı araştırma, tümörlerin yeniden ortaya çıkmasına kanserin kendi kök hücrelerinin neden olduğunu gösterdi.

Kanser araştırmalarındaki en önemli tartışmalardan birine son noktayı koyan keşfin, kanser tedavisinde ve hatta kansere çare bulunmasında önemli ilerlemelere yol açması bekleniyor.

Daha önce kanserin kendi kök hücrelerine sahip olduğu doğrulanamamıştı.

Doktorların çeşitli tedavi yöntemleri ile tümörü küçültmesine rağmen tümörlerin tekrar nasıl ortaya çıktığını araştıran bilim insanları, fareler üzerinde yaptıkları deneylerde tümörden geriye kalan ve kanserin kök hücreleri olarak bilinen birkaç hücrenin tümörün tedaviden sonra tekrar ortaya çıkmasına neden olduğunu ortaya çıkardı.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, satış noktalarındaki damacanalardan alınan numunenin kirli çıkmasının her zaman firmanın kusuru olmayabileceğini belirterek, "Satış noktasındaki depolama sorunundan kirlilik ortaya çıkabiliyor ya da satışla ilgili sorun ortaya çıkıyor. Bu satış noktalarını da bakanlığımızın web sitesinde yayımlayacağız" dedi.

Van'da temaslarda bulunan Bakan Akdağ, Vali Vekili Mehmet Yüzer'i ziyaret etti.

Kentin sorunlarıyla ilgili brifing alan Akdağ, gazetecilere yaptığı açıklamada, depremden sonra Van için büyük bir seferberlik başlattıkları bildirdi.

İki yılda kentin bütün sağlık yapılarını elden geçireceklerini ifade eden Akdağ, Van'ın 30 yılını planlayarak sağlık yapılarını tamamlayacaklarını söyledi.

Sağlık Bakanlığı, İstanbul genelinde faaliyette olan ve uygunsuzluğu tespit edilen damacana suyu markalarını açıkladı. Denetimden geçer not alamayan markalar 'Buzada', 'Erpınar', 'Alps', 'Kervansaray' ve 'Yalısu' oldu.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada şu sözlere yer verildi:
İçme kullanma sularının takibini düzenleyen mevzuatımız Avrupa Birliği standartlarında usul ve esaslar içermektedir. Ambalajlı içme suları da bu çerçevede, Halk Sağlığı Müdürlüklerimizce ve Bakanlığımız merkez teşkilatınca mevzuata uygun olarak denetlenmektedir. Bu denetimler esnasında su dolum tesislerinden ve piyasadan numuneler alınmakta ve analizleri yaptırılmaktadır.
Bakanlığımızca yapılan takiplerde gerek şebeke suları, gerekse ambalajlı sularda uygunsuzluk tespit edilmesi halinde, halkımızın sağlığını korumak ana hedefi doğrultusunda gerekli adımlar bilim adamları ile yakın temas içinde kararlılıkla atılmaktadır. Halk sağlığını tehdit eden bir olumsuzluk varlığında halkın bilgilendirilmesi için gerekli açıklamalar yapılmaktadır. Bakanlığımızın halkın güvenli suya ulaşmasına yönelik bu kararlılığı neticesinde son 10 yılda içme suyu kalitesiyle ilgili çok önemli ilerlemeler sağlanmıştır.

81 ilden numuneler incelendi

Boyun kitleleri ve boyunun her iki tarafında ani olarak beliren şişlikler hastaları endişeli bir şekilde doktora götüren nedenlerin başında gelir.

Hemen hemen hastaların hepsi kanser gibi kötü bir hastalık düşüncesi ile doktora başvururlar. Hatta bu tür hastalara genellikle gereksiz pek çok tetkik de yapılır. Şu bir gerçektir ki, boyun şişliği karşısında telaşlanan hasta kendisine ne söylenirse yerine getirecek durumdadır. Aslında bu kadar gereksiz tahlil ve tetkike hiç gerek yoktur. Zira boyun kitlesinin nedenine yönelik yapılacak muayene ve yaklaşım hem hastayı rahatlatacaktır, hem de zaman kaybının ve maddi kayıpların önüne geçecektir. Alman Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, hastaların “acaba kanser mi oldum” telaşına kapılmasına yol açan boyun kitleleri ve sebepleri hakkında şu bilgileri verdi:

Boyunda Kitle Ne Demektir: Boyun üstte çene, altta da köprücük kemiklerine kadar olan kısımdır. Bu bölge de çok sayıda lenf bezi bulunur. Bu lenf bezleri normalde dıştan görülmez ve elle hissedilmezler. Ancak iltihap, tümör gibi durumlarda büyürler ve gözükür hale gelirler. Boyunda kitle tabiri bu lenf bezlerinin büyümesi, ya da boyundaki lenf bezi dışındaki organların iltihabı, tümörü ve kistlerine bağlı olarak gelişen, dıştan görülebilen veya doktorun elle muayenesinde ortaya çıkan şişliklere denir.

Boyunda Kitle Neden Oluşur: Boyunda kitle oluşmasının en sık sebebi lenf bezlerinin iltihap ya da tümöre bağlı olarak büyümesidir. Lenf bezleri çevre dokulardaki hastalıklar sonucu kolayca büyürler. Cilt, ağız içi, dil, bademcik, boğaz, burun, geniz bölgesi, kulak, gırtlak, akciğerler hatta bazen mide ile ilgili rahatsızlıklar boyundaki lenf bezlerinde büyümeye yol açarlar. Tüm vücuttaki lenf bezlerinin üçte biri boyunda bulunur. Boyunda kitle oluşturacak hastalıklar olarak lenf bezleri dışında tükrük bezleri, tiroid bezi, gırtlak, kas dokusu ve diğer dokulara ait kistler ve tümörler ile bazı doğuştan gelen problemlerin sonradan ortaya çıkmasına bağlı hastalıklar da boyunda kitle yapabilir.

Ekmeği kabartmak, ağartmak, dayanıklılığını arttırmak, hacmini büyütmek, parlak ve çıtır çıtır olmasını sağlamak için kimyasallar kullanıldığını belirten İYSAD Başkanı Sadık Çelik, “Ekmekler balon gibi şişiriliyor. Bu ekmekler topluma şeker hastalığı, obezite ve kanser olarak geri dönüyor” dedi.

İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD) Başkanı Sadık Çelik, Türkiye’de ekmeğin üretim aşamasında kullanılan yoğun katkı maddelerinin önemli sağlık sorunlarını beraberinde getirdiğini belirtti. Çelik, ekmeğin, şeker hastalığının ortaya çıkmasında birinci derecede etken olduğunu, obeziteye yol açtığını ve kanseri tetiklediğini söyledi.

Tek bir gece bile yeterince uyumamanın, bağışıklık sistemini etkileyebileceği belirlendi.

İngiliz ve Hollandalı bilimadamlarının yaptığı araştırma, uykuda birkaç saat az dinlenmenin vücut üzerinde büyük baskıya neden olabileceğini gösterdi.

Yeterince uyumamanın endişe, sıkıntı ve kaygıyı artırmanın yanı sıra bağışıklıkla ilgili granülosit akyuvarlarının faaliyetini etkileyebileceği belirtildi.

Bağımsız çalışan bir grup bilim insanı, tıp dünyasında ilk kez, çocuklarda otizm hastalığına neden olan birçok genetik mutasyonu tespit ettiklerini açıkladı.

Nature dergisinde yayımlanan araştırmalar, geçmişteki sayısız bulguya da göz önüne alarak, beyin gelişiminde yüzlerce, hatta binlerce genetik farklılığın olumsuz rol oynayabileceğini gösterdi.

ABD’nin Yale, Harvard ve Washington Üniversiteleri tarafından gerçekleştirilen üç ayrı araştırmada ayrıca, çocuklarda otizm görülme riskinin anne-babanın yaşı ilerledikçe arttığını ve özellikle 35 yaş üstü babalar için bu riskin daha yüksek olduğu belirtildi.

Dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, Kanser Haftası nedeniyle hastalığın farklı türleri için öneriler sundu.

Ailesinde kanser geçmişi olan kişilerin doktor kontrolleri ile gerekli testleri düzenli olarak yaptırmaları gerektiğini ve erken teşhisin çok önemli olduğunu belirten Öz, vücuttaki yağ fazlalığının (obezite), kanser riskini yüzde 30 oranında arttıran etkenlerden biri olduğunu söyledi.

Vatan'ın haberine göre Öz, yağın vücutta hormon üreten bir organ gibi kanseri tetikleyici özelliğe sahip olduğunu kaydetti.

ABD'deki Pennsylvania Üniversitesi'nde görevli araştırmacılar, hastaların kök hücrelerini kullanarak göğüs kanserine karşı bir aşı geliştirdi.

Aşı için laboratuvarda değiştirilen hücreler, bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri "yabancı organizma" olarak görüp onlara saldırması esasına dayanıyor.

Sabah’ta yer alan habere göre, deneklerin yüzde 85'inde aşıdan dört yıl sonra bile hastalığın nüksetmediği gözlemlendi.

Geliştirilen aşının göğüs kanserlerinde etkili olması umuluyor.

Araştırmacılar, kök hücreleri kullanarak insanlar üzerinde bir göz hastalığını tedavi etmek amacıyla yapılan ilk deneyden olumlu sonuç aldıklarını söylüyor.


Elde edilen verilerin, yöntemin güvenilir olduğuna işaret ettiği açıklandı.

1990'ların sonunda, embriyoda bulunan kök hücrelerin insan bedeninde herhangi bir dokuya dönüşme potansiyeline sahip olduğu ve yeni tedavi olanakları sunabileceği keşfedilmişti. Bu zaman zarfında, embriyolardan alındıkları için etik açıdan tartışma yaratmasına karşın, kök hücrelere büyük umutlar bağlandı. Şimdi, Advanced Cell Technology (İleri Hücre Teknolojisi) adlı bir Amerikan şirketi, görme bozukluğu olan iki kadının gözlerine kök hücreden ürettikleri retina dokusu yerleştirdiklerini açıkladı.

Körlük derecesinde göremeyen her iki kadının da aradan geçen dört ay içerisinde olumsuz herhangi bir yan etkiye maruz kalmadığı ve bir miktar daha iyi görmeye başladıkları belirtildi. Ancak uzmanlar, kök hücrelerden üretilen insan dokusunun tamamen tehlikesiz ve etkin bir tedavi sunup sunmadığını kesinleştirmenin daha yıllarca deney ve araştırma gerektirdiğine dikkat çekiyor.

Büyüklerimizden sıklıkla duyduğumuz 'Ağla açılırsın' sözünün doğruluğu bilimsel olarak da kanıtlandı.

ABD'de yapılan araştırmalar ağlamanın hem fiziksel hem psikolojik olarak faydalarını gösterdi. Ağlamanın 3 faydası var:

KİMYASALLAR ATILIYOR
Son yapılan araştırmalar gözyaşının vücuttaki bazı zararlı kimyasalları attığını ve fiziksel anlamda rahatlattığı iddiasını ortaya koyuyor. Vücuttaki toksik maddeleri atmanın yanı sıra ağlamanın psikolojik bir faydası da elbette var. Ağlamak duygu durumumuzu iyileştiriyor ve acı verici durumlarda rahatlama sağlıyor.

STRESİ AZALTIYOR
Stres kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, tip 2 diyabet ve obezitenin en büyük sorumlularından biri olarak gösteriliyor. Ağlamanın ise stresi azalttığı uzmanlar tarafından söyleniyor. Ağlamanın rahatlatmasının bir sebebi de yine strese neden olan kimyasalları vücuttan atması.

KİŞİLER ARASINDA DUVARLARI KALDIRIYOR
Ağlamak diğer insanlarla aramızdaki duvarları kaldırıyor. Ağlarken utanma, acı gibi duygular hissedilse dahi sonunda kişi rahatlıyor ve yanında ağladığı kişiyle arasında bir bağ oluşuyor.


Son yorumlar