Yaklaşık 10 milyon emeklinin maaş aldıkları bankaların promosyon ödemeleri için mevzuat değişikliği gerekiyor. Bunun için de altyapısı hazırlandıktan sonra çalışmanın Ekim ayında Meclis gündemine gelebileceği belirtiliyor. Taşeron işçileriyle ilgili düzenlemenin de yer alacağı torba yasanın içinde, promosyon konusunun da olacağı öğrenildi.

TALEPLER ANKARA'YA İLETİLDİ

"Sınava girmeden memur olunur mu? Sınava girmeden nasıl memur olunur?"

Kamu kuruluşlarında memur olarak çalışmak için KPSS'ye girmek şart değil... Bazı kurumların sınavsız memur atama hakları var.

İşte KPSS'siz memur alan kurumların listesi:

-Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği sınavsız atamayla memur alan kurumların başında geliyor.

-Başbakanlık Başmüşavirliği de sınavsız atamayla memur alabiliyor.

Doktor Aynur Duranay, küme tipi baş ağrısı çeken doktor eşi için Prof. Dr. Serdar Erdine'nin uyguladığı tedavi yöntemini sitemizde paylaşarak eşinin bu yöntemle şifa bulduğunu belirtti.

Dr. Aynur Duranay'ın paylaştığı yazısının devamında Prof. Dr. Serdar Erdine'nin iletişim bilgilerine de ulaşabileceksiniz:

"Eşimde ben de doktoruz. Eşim bu ağrıyı 2 aydır hemen her gün yaşadı. Birçok farklı tedavi uygulandı. Çok çaresiz kalmıştık. Sonra ayrıntılı araştırmalar sonucu Prof. Dr. Serdar Erdine hocama ulaştık.

Genel liselerin kapanmasıyla birlikte üniversiteye hazırlanmak için akademik eğitim almak isteyen ancak meslek ve imam hatip liselerine gitmek istemeyen gençlerin taleplerini karşılayacak "Çok Programlı Lise"lerin sayısı artırılıyor:

Ankara'daki Çok Programlı Liseler için TIKLA

İstanbul'daki Çok Programlı Liseler için TIKLA

GÜNLERDİR sınavla bir okula giremeyen ve bu yıl liseye başlayacak 574 bin gencin geleceği tartışılıyor. Genel liselerin kapanmasıyla birlikte üniversiteye hazırlanmak için akademik eğitim almak isteyen ancak meslek ve imam hatip liselerine gitmek istemeyen gençlerin taleplerin nasıl karşılanacağını sorgulanıyor. Bu gençlere adres olarak gösterilen ve içinde "mesleki teknik", "imam hatip" ve "genel lise" programları bulunan Çok Programlı Liseler'in (ÇPL) kontenjanlarının ise ihtiyacı karşılamayacağı ortaya çıkınca çözüm de "meslek liselerini dönüştürmek" olarak bulundu. Bu liselerden bazıları ÇPL olacak. İstanbul'da 13 ilçede ÇPL var. 26 ilçeye daha en az bir tane ÇPL açılacak.

2013-2014 Anaokulu kayıtları için öncelikle oturduğunuz bölgede adres olarak sizin bölgenizde olan bir okulun anasını veya ayrı olarak hizmet veren anaokuluna 2013 haziran ayı içersinde kimlik belgesiyle beraber başvurmanız ve ön kayıt yaptırmanız gerekmektedir. Ön kayıtta okul çıkarsa aşağıdaki belgeleri hazırlayınız.

Kayıt için gerekli birtakım belgeler aşağıda sıralanmıştır:

Yaş belgesi

Yanınızda bir doğum sertifikası veya çocuğunuzun hangi tarih­te doğduğunu gösterir bir belge getirmelisiniz.(kimlik kartı)

Sağlık belgeleri

Ozon tabakasının delinmesi nedeniyle son 40 yıl içinde cilt kanseri vakalarında artış oldu. Araştırmalar; takviye olarak alınacak eğrelti otu özlerinin, cildi güneş ışınlarından dokuz kat koruduğunu ortaya çıkardı.

Medeniyetin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan zehirli gazlar; ozon tabakasının zarar görmesine neden oldu. Bu durum da cilt kanseri vakalarını artırdı. Son 40 yıl içinde, cilt tümörlerinin en tehlikelisi olan malign melanomun görülme sıklığı yüzde 50-70 oranında arttı. Aynı zamanda daha iyi huylu olan diğer cilt kanseri türleri de daha sık karşımıza çıkmaya başladı. Son dönemde malign melanomun kadınlarda görülme sıklığı, erkeklere nazaran iki kat daha arttı. Bu kanser türüne açık tenlilerde çok daha fazla rastlanıyor.

HASARI ÖNLÜYOR

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin geleneksel içeceklerinden menengiç kahvesinin, antioksidan ve fenolik bileşenleri sayesinde cildi güzelleştirdiği ve vücudu yaşlanmaya karşı koruyucu etkiye sahip olduğu bildirildi.
Şanlıurfa'da halkın günlük yaşamda yoğun olarak tükettiği ve misafirlere de ikram edilen menengiç kahvesi, kentte en çok tüketilen içecekler arasında yer alıyor. Kente gelen yerli ve yabancı turistler, marketlerde cam kavanozlarda hazır şekilde satılan kahveye ilgi gösteriyor. Menengiç kahvesi sağlık açısından da tercih ediliyor.

Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu, Türkiye'nin Güney ve Güneydoğu bölgelerinde daha çok dağlık ve kırsal alanlarda doğal olarak yetişen menengiç (çitlenbik) meyvesinin, yöre halkınca yabani fıstık olarak da adlandırıldığını söyledi.

Hasadın ardından yıkanıp, güneşte kurumaya bırakılan meyvelerin, koyu kahverengiye dönüşene kadar kavrulup, macun kıvamına gelince ezilmesiyle elde edilen menengiç kahvesinin su ya da sütlü olarak hazırlandığını anlatan Hayoğlu, şöyle devam etti:

Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, ramazan ayında ve bayramda, değişen beslenme alışkanlığının kilo alımına neden olabildiğini belirterek, hergün düzenli olarak 2 bardak süt içmenin, bu kiloların verilmesine yardımcı olacağını söyledi.
Prof. Dr. İnanç yaptığı yazılı açıklamada, ramazan ayında alışılan uzun süreli açlığın, bazal metabolik hızda yavaşlamaya neden olduğunu ve bir ay sonra vücut dengesinin yeniden değiştiğini ifade ederek, "Bu dönemde kilo alımları meydana geliyor. Ayrıca bayramda tüketilen gıdalar ile birlikte sindirim sisteminin dengesini düzenlemek iyice zorlaşıyor ve kişi kilo almaya devam ediyor. Ramazan ayında değişen beslenme düzenine uyum sağlama sürecinde vücut yağ tutabiliyor" dedi.

Ramazan ayında meydana gelebilecek kilo değişikliklerinin sağlık sorunlarına neden olduğunu, bayram döneminde de yeme konusunda aşırıya kaçıldığını anlatan İnanç, ramazan sonrası her gün düzenli olarak içilen iki bardak sütün, bu dönemde alınan kiloların verilmesine yardımcı olduğunu bildirdi.

Yer fıstığının içinde bulunan doymamış yağ asitleri; kalp ve damarları koruyor. Yer fıstığı yağı; kandaki iyi huylu kolesterol seviyesini artırıyor, kötü huylu kolesterol ve trigliserid seviyesini ise düşürüyor.

Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi ARGEFAR Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ulvi Zeybek, kalbi korumaya yardımcı olan tıbbi bitki ve tohum yağlarıyla ilgili önemli bilgiler verdi:

Fındık yağı, yapısında bol miktarda bulunan E vitamini nedeniyle çok iyi bir antioksidandır. Tüm cilt tipleri için ideal bir besleyicidir. Cilt tarafından büyük bir hızla emilir, dokunun yumuşak ve nemli olmasına yardımcı olur. Yağlı ciltlerde, bozulan yağ dengesini düzeltir, akne oluşumunun önüne geçer. Aromaterapi uygulamalarında da rahatlıkla kullanılabilir.

FINDIK YAĞI KALP DOSTU

Haftada en az bir kez somon ya da uskumru gibi yağlı bir balık yemenin, eklem iltihabı riskini önemli oranda azalttığı belirlendi.

"Annals of the Rheumatic Diseases" dergisinin son sayısında yayımlanan çalışmaya göre, Omega-3 açısından zengin bir beslenme biçimi, kalp ve beyni korumanın yanı sıra vücutta enfeksiyon oluşumunu da engelliyor.

İsveç'te yaklaşık 32 bin kadının katılımıyla 10 yıl süren araştırmada, haftada bir kez ringa, uskumru, sardalya, somon, alabalık ya da tonbalığı gibi yağlı bir balık türünü tüketenlerde eklem iltihabı riskinin yüzde 35 azaldığı ortaya çıkarıldı.

Eklem iltihabı riski, haftada iki ya da daha fazla kez balık yiyenlerde ise yüzde 50'den fazla azalıyor.

Doç.Dr. Oğuz Özyaral, 'Küresel ısınma ile hiç bilmediğimiz yeni mikro organizmalar eriyen buzulların içinden dünyaya yayılmaya başlıyorlar' dedi.

Her sene virüslerin karakter değiştirdiğini, çünkü virüslerin bilinen canlı hücreler şeklinde olmadığını söyleyen Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Oğuz Özyaral, 'Bu virüsler bir canlı içine girerek üreyebilen karaktere sahipler ve dolayısıyla da her yıl kendilerini koruyan dış kılıf dediğimiz alanda sürekli bir hassasiyet ve değişme oluyor. Yapılan aşılar bir önceki sene insanlardan alınan kan serumları üzerinden yapılıyor. Fakat virüsler ertesi sene kendilerini değiştirerek kendini korumak istiyor. Her virüsün zekaya sahip DNA ve RNA'sı var' dedi.

Ramazan ayı boyunca oruç tutup metabolizmaları yavaşlayan kalp hastalarının bayramda yemek ve tatlıya aşırı yüklenmesi sonucu ciddi sağlık problemleri ile karşılaşabilecekleri belirtildi.

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceyhun Ceyhan, acil servislere kalp rahatsızlığı şikayetiyle başvuran hasta sayısında Ramazan Bayramı süresince artış gözlendiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

Posted by hayat

KURUMDAN İLK DEFA BURS / ÖĞRENİM KREDİSİ ALMAK İÇİN MÜRACAATTA BULUNACAK ÖĞRENCİLERİN YAPACAKLARI İŞ VE İŞLEMLER İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

Üniversiteye ilk defa kayıt yaptıran öğrencilerin burs / öğrenim kredisi müracaatları, ÖSYM sonuçları açıklandıktan sonra Kurumun kyk.gov.tr web adresinden kabul edilmektedir.

Ara sınıf, ön kayıt, özel yetenek, master-doktora öğrencilerinin müracaatları da kyk.gov.tr web adresinden kabul edilmektedir.

Burs / öğrenim kredisi müracaatında bulunan öğrencilerden sadece öncelik belgesi istenilmektedir. Diğer beyan edilen bilgilere dair belgeler ise istenmemekte olup, beyan edilen bilgilere ait kontroller ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından web ortamında veya manyetik ortamda alınarak,yapılmaktadır.İstenilen belgeler öğrencilerin öğretim kurumlarında ve Kurumun kyk.gov.tr adresinde ilan edilmekte, Açıköğretim Fakültesi öğrencilerinin ise adreslerine duyuru yapılmaktadır.

Öncelik Belgeleri

Ağrı kesicilerde sıkça kullanılan ibuprofen ve diklofenak etken maddelerinin uzun süre ve yüksek dozda kullanılmasının kalp rahatsızlıklarını bir ölçüde arttırma riski olduğu açıklandı.

İleri derecede romatizmal hastalıkları olan kişiler de ağrıları ve iltihaplanmayı azaltmak için ağrı kesici ilaçları kullanıyor.

Araştırmayı yapan bilim insanları, kimi hastaların, ortaya çıkan riski kabul edilebilir bulduğunu ancak yine de tüm hastalara bir seçim şansı verilmesi gerektiğini belirtiyor.

Tıp dergisi Lancet'te yayımlanan araştırma, sigara içen ve aşırı kilolu kişilerde riskin daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

Bu ilaçların yarattığı risk daha önce de gündeme getirilmişti. Ancak Oxford Üniversitesi'nden bilim insanları, hastalara kullanacakları ilaçlar konusunda bir seçenek sunulabilmesi amacıyla, daha önce olmadığı kadar ayrıntılı bir araştırma yaptılar. Farklı zamanlarda yapılan 639 klinik deneye katılan toplam 353 bin hastanın kayıtlarının değerlendirildiği araştırmada, günlük 150 mg diklofenak ve 2400 mg ibuprofen kullanılan vakalar incelendi.

Havalar ısındı, dondurma mevsimi başladı. Bu durum en çok çocukları sevindiriyor. Uzmanlar da dondurmanın özellikle kemik gelişimi açısından yararlı olduğunu söylüyor ancak ailelerin bir kaygısı var: Boğaz enfeksiyonları.

Dondurma, çocukların sağlıklı büyümesi ve kemik gelişimi için önemli bir ek besin. İçeriğinde protein, karbonhidrat ve çeşitli vitaminlerle birlikte kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko gibi mineraller bulunan dondurma yaz aylarında özellikle çocukların gözdesi oluyor. Ancak anne-babalar, “dondurma çocuğumu hasta eder mi, bademciklerinin şişmesine neden olur mu?” gibi endişeler taşıyor. KBB Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mert Bilgili, “Aşırı soğuk gıdalar, boğaz ve bademcik bölgesindeki damarlarda geçici bir büzüşmeye yol açarak direnci düşürür ve enfeksiyona uygun bir ortam hazırlar” diyor.

Laringofarengial reflüde genellikle mide yanması ve ekşimesi gibi klasik reflü şikayetleri görülmüyor. Bu nedenle “sessiz reflü” olarak adlandırılan hastalık, boğaz, gırtlak ve ses tellerinde daha fazla tahribat yapıyor.

Gastro Özefageal Reflü (GÖR) olarak adlandırılan reflü, mide yanması, göğüs bölgesinde yanma, ağza acı su gelmesi, kalp çarpıntısı, mide şişkinliği, öksürme gibi belirtilerle seyrediyor ve toplumun %15 ile 20'sinde görülüyor.

Laringofarengial Reflü hastalığı (LFR) ise mide asidi ve diğer mide içeriğinin yemek borusundan daha yukarı, boğaz ve gırtlağa geri kaçması olarak tanımlanıyor. Bu hastalarda genellikle mide yanması, ekşimesi gibi klasik reflü şikayetleri olmuyor. Bu nedenle hastalık “sessiz reflü” olarak nitelendiriliyor. ENT Tıp Merkezi’nden KBB Uzmanı Op. Dr Hamdi Yakut, boğaz, gırtlak ve ses tellerinin mide asidi ve sindirim enzimlerine, yemek borusuna göre çok daha duyarlı olduğunu söylüyor ve “Bu nedenle sessiz reflü daha fazla hasara yol açar” diyor.

Sessiz reflünün neden olduğu yakınmaları;
• Boğazda kitle varmış hissi,
• Aşırı boğaz temizleme,
• Uzun süren gıcık şeklinde öksürük,
• Boğaza takılma hissi,
• Ses kısıklığı,

Karnın üst orta kesimindeki ağrı, halsizlik, iştahsızlık ve özellikle geceleri ortaya çıkan mide şikayetleri ciddi hastalıkların habercisi olabilir.

Erken dönemde teşhis ve tedavisi büyük önem taşıyan mide hastalıkları, dikkat edilmediği takdirde kansere ve daha pek çok ciddi hastalığa yol açabiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Necip Aytuğ, mide hastalıklarına yol açan nedenler ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında şu bilgileri veriyor:

SİGARA ÜLSERE YOL AÇIYOR

Mide, vücut dokusu için zararlı olan asit maddesinden mide bezlerince salgılanan ve mide dokusunun iç yüzünü film tabakası gibi kaplayan müküs tabakası ile korunmaktadır. Müküs tabakası, asitle mide dokusu arasındaki teması keserek mideyi korur ve asitin zararlı etkilerini engeller. Bu tabakanın sağlıklı üretimi ve devamlılığı için mide dokusunun yeterince kan akımı ile beslenmesi gerekmektedir. Bu nedenle mide kanlanmasını bozan; ağır kalp yetmezliği, solunum yetmezliği, şok, sistemik enfeksiyon, ağır yanık gibi durumlarda müküs yapımı kolaylıkla bozulacağı için asit tahrişine bağlı büyük yaralar (ülser) ve buna bağlı kanama, mide delinmesi gibi durumlar görülebilmektedir. Sigara içmek müküs yapımını azalttığı için özellikle mevcut ülserin tedaviye olan cevabını geciktirmekte iyileşme sürecini uzatmaktadır.

Dünyada her yıl kalp krizinden binlerce insan hayata gözlerini kapatıyor. Kalp rahatsızlığı olduğunu bilmeden aniden yolda yürürken, evinde otururken ya da uyurken kalp krizi geçirenlerin sayısı bir hayli fazla.

Uzmanlar rutin kontroller sayesinde gizlice ilerleyen kalp hastalığına bağlı ölümlerin büyük oranda azaltılabileceğini belirtiyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Emrullah Başar, günümüzde daha sık rastlanan kalp hastalıklarının özellikle gençlerde ani ölümlere neden olduğunu söyledi. Prof. Başar, “Kalp hastalığı sinsi ve ilerleyen bir hastalıktır. Fast-food besinlerin yaygınlaşması, teknolojinin gelişmesi ve hareketin kısıtlanmasından dolayı dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu hastalıklarda artış olmaktadır ve hastaların büyük bir kısmı rahatsızlıklarından haberdar değil” dedi.

Sonbahar kendisini hissettirmeye başladı, bir süredir mevsim normallerinin üstünde seyreden hava sıcaklığı düşüyor. Soğuk algınlığı, grip, bronşit gibi hastalıklar da kapıda. Sonbaharı sağlıklı geçirmenin yolu ise bağışıklık sistemini güçlendirmekten geçiyor.

Güçlü bir savunma mekanizmasının temelinde yeterli ve dengeli beslenme ile birlikte antioksidanlardan zengin besinlerin tüketilmesi yer alıyor. Diyetisyen Merve Yüksek, önemli antioksidanlardan biri olan C vitamininin, vücuttan zararlı maddelerin atılmasında ve savunma sisteminin güçlendirilmesinde önemli rol oynadığını söyledi.

Sonbaharda hava sıcaklığının azalması, kalp damarları başta olmak üzere tüm damarlarda büzüşmeye ve kan basıncında artışa neden oluyor. Bu durum da kalbin yükünü artırıyor.

Kalp damar hastalıklarına yakalanma oranı her geçen gün artıyor. Öyle ki biyolojik bir neden olmamasına rağmen ülkemizde koroner kalp hastası sayısı her yıl yüzde 4,7 oranında yükseliyor. International Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Açıl, özellikle de yaz aylarını geride bıraktığımız bu günlerde kalp damar hastalıkları görülme oranı yaklaşık 3 katına çıktığını söyledi.


Son yorumlar