ihya.org

GDO

Şimdi de GDO’lu somon

Domates ve mısırdan sonra şimdi de somon… ABD’de genetiği değiştirilerek normalden iki kat hızlı büyümesi sağlanan somon balığının tüketime sunulması girişimi tartışma yarattı.

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) söz konusu somon balığının tüketime sunulması için yapılan izin başvurusuna ilk yanıtı, ''yeni balığın güvenli göründüğü, ancak bu ürünün tüketici sofrasına gelmesinden önce kesin karar vermek için birçok test yapılması gerektiği'' oldu.

Yeni somonu üreten AquaBounty firması yetkilileri, genetiği değiştirilmiş somonun tat, doku, renk ve kokusunun normal somon ile aynı olduğunu belirterek, ürünün tüketiminin güvenli olduğunu ve çevreye olumsuz etkisinin bulunmadığını savunurken, FDA yetkilileri genel olarak bu düşünceye katıldıklarını, ancak tüketime sunulmasının onaylanması için henüz erken olduğunu vurguladı.

GDO yönetmeliği değişti

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 26 Ekim'de çıkardığı ve çok tartışılan GDO yönetmeliğinde 25 gün sonra değişiklik yaptı.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 26 Ekim 2009 tarihinden önce kontrol belgesi alınmış ürünlerin ithalatında, bu ürünlerin AB kriterlerine uygun olması koşuluyla, izin, başvuru ve ithalat konusundaki hükümlerin uygulama tarihini 1 Mart 2010 tarihine uzattı. Böylece, yönetmeliğin çıkarılmasından önce kontrol belgesi almış ithalatçılara 1 Mart 2010 tarihine kadar süre tanınmış oldu.

ÜRÜNLERİN GDO'SUZ OLDUĞU YAZILABİLECEK

Değişikliğe göre, ilk yönetmelikteki “Gıda veya yem, GDO'lardan biri ya da birkaçını toplamda en az yüzde 0,9 oranında içeriyor ise, GDO'lu olarak kabul edilir. Gıda veya yemin yüzde 0,5 ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez. GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz” hükümleri yönetmelikten çıkarıldı.

GDO’lu soya ve mısır kansere yol açıyor!

Günümüz dünyasında genetiği değiştirilmiş yaklaşık 1600 gıda maddesi var. Doç. Dr. Mesut Başak, bu ürünlerden uzak durmanın mümkün olmadığını belirtirken, mısır ve soyaya dikkat çekti.

Mısır, soya, kanola ve pamuk gibi genetiği değiştirilen gıdalar, birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Klinik Şefi Doç. Dr. Mesut Başak, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) olarak tanımlanan bu ürünlerin başta bağışıklık sistemi olmak üzere insan vücudunda alerjilere sebep olduğunu, romatizmal hastalıklar ile kansere yol açabildiğini ifade etti

Günümüz dünyasında genetiği değiştirilmiş yaklaşık 1600 gıda maddesi var. Doç. Dr. Mesut Başak, bu ürünlerden uzak durmanın mümkün olmadığını belirtirken, mısır ve soyaya dikkat çekti. Çünkü bu ürünlerin katkı maddesi olarak kullanıldığını ve bu sebeple birçok ürünün içinde yer aldığını ifade etti. "Özellikle mısır nişastası, bebek mamaları ve tatlılarda yoğun olarak bulunuyor." diyen Başak, araştırmaların gıdaların ömrünün uzatılması sürecinde oynanan genlerin zehirli proteinler ürettiğini ve bu proteinleri yiyen böcek ve kuşların da öldüğünü gösterdiğini belirtti.

GDO'lar sağlığa zararlı mı?

Genetiği değiştirilmiş organizmalara (GDO) yönelik olumsuz eleştirilerin bilimsel gerçeklikten uzak, toplumda paranoya yaratmaya yönelik olduğu öne sürüldü.

AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Nedim Mutlu, genetiği değiştirilmiş organizmalara (GDO) yönelik olumsuz eleştirilerin bilimsel gerçeklikten uzak, toplumda paranoya yaratmaya yönelik olduğunu öne sürdü.

ABD'de Nebraska Üniversitesi'nde genetiği değiştirilmiş organizmalar üzerine 10 yıl boyunca araştırma yaptıktan sonra bir süre önce Akdeniz Üniversitesi'nde göreve başlayan Yrd.Doç.Dr. Nedim Mutlu, GDO'ların organik ürünler gibi güvenle kullanılabileceğini söyledi. Yrd.Doç.Dr. Mutlu, “Bu ürünleri yetiştirir ya da yetiştirmezsiniz. Ama bu ürünlere körü körüne karşı çıkmak, ürünlerin kanser, kısırlık gibi hastalıklara neden olduğunu hatta insanı zehirlediğini söylemek bilimden uzaklaşmaktır” dedi. Yrd.Doç.Dr. Nedim Mutlu, GDO'ların bazı Avrupa ülkelerinde yasaklanmasının sağlıkla değil, politik kararlarla alakalı olduğunu söyledi.

GDO'nun zararları nelerdir?

Prof. Ziya Mocan:

Bitki bünyesinde, insanda alerjiye neden olan veya zehirleyici etki yapan bazı farklılaşmalar yaşanabilir.

Gen aktarımında kullanılan bazı teknikler nedeniyle genleri değiştirilmiş bitkileri tüketen insanlarda antibiyotiklere direnç gelişmesi olasılığı söz konusu.

Bu genlerin ürünü olan proteinlerin bağışıklık sistemimizi çökertme riskleri, kanser başta olmak üzere ne tür başka hastalıkları tetikleyecekleri günümüz teknolojisiyle tahmin edilemiyor.

Bu gıdaların genleriyle oynandığı için insan gen yapısında uzun dönemde değişiklik yapıp yapmayacağı bilinmiyor.

Hamileler, büyüme çağındaki çocuklar, beslenme bozukluğu olanlar ve kronik hastalar için özellikle zararlı...

Bunlar konserve gibi, besleyici değerleri düşük. Tabiatın yapısına da aykırı.

Prof. Dr. Ahmet Aydın:
Kanserojen olma ihtimalleri yüksek ama sigara gibi, 20 yıl sonra çıkıp "Kanser yapıyor" dediğinizde "Başka bir yığın kanserojen olabilir" diyecekler.

GDO tartışmaları domates ve biberi vurdu

Genetik değişikliğe uğramış ürünlerle ilgili Tarım ve Köyişleri Bakanlığının çıkardığı yönetmelik sonrası kamuoyunda başlayan tartışmaların domates ve biberde satışları 1 haftada yüzde 40 düşürdüğü iddia edildi.

Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Şentürk, tüketicinin kafasının karıştığını, GDO ile hiç ilgisi bulunmayan sebzelerden bile uzak durmaya başladığını öne sürdü.

Şentürk, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının bir hafta önce yürürlüğe soktuğu “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik” ile ilgili kamuoyundaki tartışmaların sebze satışlarını olumsuz etkilediğini söyledi.

GDO’lu ürünler sergilenip imha edilecek!

Tüketici Hakları Derneği’nden eylem hazırlığı. Dernek, Pazar günü Başkent’te Genetiği Değiştirilmiş Organizmalardan (GDO) yapılmış yüzlerce ürünün tanıtıldığı bir sergi açacak. Ardından ürünler görsel bir törenle imha edilecek.



8 Kasım Pazar günü Ankara Güvenpark’taki anıt önünde yapılacak eylemde, GDO’lu ürünler tanıtılarak, tüketicilere ‘bu ürünleri tüketmeyin’ çağrısı yapılacak. Ürünlerin insan sağlığı için sakıncaları anlatılacak.



Tarım Bakanlığı’nın 26 Ekim’de yayınladığı yönetmelik, GDO’lu ürünlerle ilgili tartışmaları yeniden gündeme taşımıştı. Yönetmelik, yüzde 0.9’un üzerinde GDO içeren ürünlere etiket zorunluluğu getirirken, bu oranın altındakilerde zorunluluk bulunmuyor. Ancak GDO’suz bir ürüne “Bu ürün GDO’lu değildir” etiketi koyulmasını yasaklıyor. Tarım Bakanlığı, yönetmelikle GDO’lu ürünler piyasasına kurallar getirdiklerini savunurken; Sağlık-Sen yönetmeliğin iptali için Danıştay’a başvurdu.

GDO' lu ürünler zararlı mı yararlı mı?

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar son günlerde en çok tartışılan konulardan biri. Birçok kişi GDO’nun ne anlama geldiğini yeni yeni öğrenirken bazılarına göre sağlığı tehdit eden en zararlı organizmaları bazılarına göre ise hiçbir zararı olmayan ürünleri temsil ediyor.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar kısacası GDO hayatımıza Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yeni yönetmeliğiyle girdi. Bu yönetmelik GDO’lu ürünlerin ithalatını kolaylaştıracak maddeler içeriyordu.

Kansere yol açabilir

Bazı uzmanlar genetiğiyle oynanmış bu ürünlerin insan sağlığını önemli derecede tehdit ettiğini, insan sağlığı üzerindekileri etkileri için yapılmış bir bilimsel araştırma olmadığını belirtiyorlar. Bu ürünlerin zararlı olduğunu savunanlar GDO’lu ürünlerin alerji başta olmak üzere antibiyotiklere karşı dayanıklılık oluşması, organ yetersizliği ve kanser gibi hastalıklara neden olduğunu belirtiyorlar.

Hazır gıdalara dikkat

GDO'lu ürünler kanser mi yapıyor?

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar kimine göre insan sağlığını tehdit ediyor ve sadece bazı ülkelerin çıkarlarına hizmet ediyor kimine göre ise söylendiği gibi sağlığa zarar vermiyor. Peki nedir bu GDO dedikleri?

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar yani GDO’lu ürünler, doğal yollarla asla oluşmayacak bitkisel ya da hayvansal mutasyonlara genetiği değiştirilmiş organizmalardır yani labaratuar ortamında değiştirilen ürünlerdir. Fakat bu ürünlerin insan sağlığına birçok zararı olduğu da bilinmektedir. Örneğin marketten aldığınız gofretin içinde ya da evinizde kullandığınız mısır özü yağında bu ürünlerden olduğunu biliyor musunuz?

İnsanlar üzerindeki yan etkiler bilinmiyor


İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Demirkol bu ürünlerin insan sağlığı üzerinde oldukça büyük zararları olduğunu altını çizerek belirtiyor ve uyarıyor; “Kesinlikle hazır gıda maddesi tüketmeyin. Çünkü bu hazır gıda maddeleri içinde GDO bulunmaktadır.”

Alerji yapabiliyor

Ukrayna'da GDO'lu ürünler yasaklanıyor

Ukrayna'da, Türkiye'de de gündemde olan, genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO) ürünlerin tamamen yasaklanması isteniyor.

Komünist Parti'nin inisiyatifinde sunulan yasa tasarısı, GDO'lu ürünlerin üretiminin ve ithalatının, sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle tamamen yasaklanmasını öngörüyor.

Ukrayna’da, 1 Temmuz tarihinden itibaren, binde 9'dan fazla GDO içeren ürünlere ilişkin uyarıların ürün etiketinde belirtilmesi zorunluluğu gelmişti. Türkiye’nin yaş sebze meyve ihracatında Ukrayna önemli yer tutuyor.

GDO (Genetiği değiştirilmiş organizmalar) Üzerine Fırtına

Türkiye’de genetiği değiştirilmiş ürünlerin (GDO) ülkeye sokulmaması için daha çok politik ve ideolojik amaçlı bir kampanya sürdürülüyor.

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Orhan Bursalı GDO'lu ürünler hakkında yazdığı yazısı:

Savundukları tezlere bakıyorum, bilimsel olarak ele gelir fazla bir tarafı yok. Daha çok “gelecek endişeleri” içeriyor! Toplum bu konuda içinde yanlışların oldukça büyük bir yüzde tuttuğu “bilgi” bombardımanı altında. Biraz önce bir televizyonda halk arasında yapılan kısa söyleşileri dinledim. Herkes yediğinden şüpheli! Bir cehalet ki dizboyu!

Tarım Bakanlığı da bir yönetmelik yayımladı ki evlere şenlik! “Bebeklere yok” diye övünüyorlar, oysa AB yönetmeliğinde böyle bir şart yok. Yönetmeliğe göre, yem bile ithal edilemeyecek! Tavuk ve yumurta üretimi zora girebilir ve fiyatlar tepe yapabilir!

GDO'lu ürünler tehlikeli mi?

GDO'lu gıdalar kamuoyunda panik havası oluşturunca Tarım Bakanı Mehdi Eker kameralar karşısına geçmek zorunda kaldı.

Eker'in açıklamasından önemli satırbaşları:

GDO'lu ürünlerle ilgili yayınlanan yönetmeliklere bakılmalıdır... Engelliyor muyuz yoksa izin mi veriyoruz buna bakılması gerekir. Birçok ülkeye yasaklama getirdik...

GDO'lu ürün getiren kişiden 15 çeşit analiz ve komite raporu isteniyor... Eğer risk görülürse komite bu ürünün girişini engelleyecek.

Toplum yanlış bilgilendiriliyor. Dezenformasyon süreci işliyor. Bunlar TV'lerde çok konuşuluyyor. Burada toplumda olayı saptırmaya yönelik yayın var...

Bir de şöyle bir iddia var GDO'lu ürün etiketi yasaklanmıştır deniyor... Arkadaşlar bu çarpıtmadır. Bir ürünün içinde bulunanlar yazılır.

İşlenmiş ürünün içerisinde bulunmayanların listesi bulunanlardan daha çoktur. İçinde ne varsa o yazılır. Eğer farklı bir şey tespit edilirse müeyyide ve ceza uygulamasına gidilir.

Türkiye bununla ilgili olarak önemli bir mevzuat adımı atmış, GDO kabul etmemek üzerine mevzuat oluşturuldu. Türkiye ticari ilişkileri olan bir ülke... Türkiye'ye hiçbir şekilde GDo'lu ürün girmesi mümkün değildir diyen bilim adamlarımız var...

GDO'lu gıdalara hayır

Genetiği ile oynanan gıda ürünlerinin üretimi ve ithalatını serbest bırakan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na duyulan tepki sürüyor.

GDO'ya Hayır Platformu İzmir Üyeleri de GDO'ların sakıncalarını anlatan bir toplantı düzenledi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu kararı ile 26 Ekim'de yürürlüğe giren, ‘Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimi’ne dair yönetmeliğe gösterilen tepki büyüyor. Yönetmelik ile GDO ihracatının önünün açıldığını savunan GDO'ya Hayır Platformu İzmir üyeleri, basın açıklaması yaparak tepkilerini dile getirdi. Toplantıya Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi, GDO'ya Hayır Platformu İzmir Dönem Sözcüsü Vezan Karabulut, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Tayfun Özkaya ve gıda ile ilgili sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.

KONUNUN ÖNEMİ DİKKATLERDEN KAÇIRILDI

GDO ürünleri sağlığımızı nasıl etkiler?

Yaşam Patentlenemez

Uzunca bir zamandır sofralarımızı, sağlığımızı, geleceğimizi tehdit eden bir hayalet dolaşıyor etrafta. Çok uluslu şirketlerin, gözü doymaz girişimcilerin başımıza sardığı bu belanın adı: Genetiği değiştirilmiş organizmalar; kısa adıyla GDO. GDO, uluslararası literatürde kısaltılmış şekliyle "GM" veya "GMO" olarak geçen "Genetically Modified Organism"in Türkçe karşılığı. GDO'nun kapsamı içine genetik olarak değiştirilmiş bütün organizmalar giriyor. Bu yazıda kastedilen GDO'nun tarifi şu: "Modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilmiş yeni bir genetik materyal kombinasyonuna sahip olan herhangi bir canlı organizma."

Biyolojik "zenginlik"

GDO'yla ilgili en önemli kaygılardan biri; aktarılmış genlerin doğal bitki türüne atlayarak, bulundukları çevredeki doğal türlerde genetik çeşitliliğin kaybına neden olmaları, yabani türlerin doğal yapılarında sapmalara neden olmaları, ekosistemdeki tür dağılımını ve dengeleri bozmaları.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)

Salatanıza doğradığınız domatesin, domates dışında genlere de sahip olabileceğini hiç düşündünüz mü? Örneğin balık genine... Sadece domates yediğinizi düşünürken, aslında balık geni aktarılmış, gen mühendisleri tarafından yaratılmış, yepyeni bir ürün tüketiyor olabilirsiniz.

Balık ve domates genleri arasındaki ilgiyi kuramadıysanız eğer, GDO yani genetiği değiştirilmiş organizmaların ne anlama geldiğini de bilmiyorsunuz demektir. Oysa GDO lu ürünler market raflarında ve mutfaklarımızdaki yerini çoktan almış durumda. Bugün dünyanın hemen her yerinde, GDO lara yönelik ciddi tartışmalar sürüyor. Yeşil devrim olarak da adlandırılan bu süreci savunan ABD gibi ülkeler, GDO ların dünya açlığını önlemenin tek yolu olduğunu savunuyor.

GDO lu ürünleri "frankeştayn gıda" olarak tanımlayan GDO ya karşıtları ise doğal yaşamın çok uluslu şirketlerce patent altına alınarak, güney ülkelerinin ve tarım nüfusunun sömürüye açık hale getirildiğini belirtiyorlar.

Top