Diş Çıkarma

Diş Çıkarma

Diş çıkaran bebeklerde, ateş, ishal ve genel bir huzursuzluk görüleceği oldukça eski bir inanıştır. Bu görüşü destekleyecek hiçbir tutarlı kanıt yoktur. Üstelik gelişen belirtileri diş çıkarmaya bağlamak tedavide geç kalmaya yol açabilir. Bebeğin ilk dişlerinin çıkmasıyla birlikte bazı genel bozuklukların görüleceği yerleşik bir kanı olmasının ötesinde tıp tarihine de geçmiştir. Beş bin yıllık bir geçmişi olan Sümer uygarlığında diş çıkarma ağrılarının solucan kemirmesine bağlı olduğuna inanılırdı.

Tıbbın babası sayılan Hippokrates, diş çıkarma sırasında görülen belirtilerle yakından ilgilenmiş, dişeti kaşınması, çırpınma nöbetleri ve ishal gibi belirtilerin özellikle köpekdişlerinin çıktığı dönemlerde arttığı sonucuna varmıştır. 16. yüzyılda cerrahi bir girişim olarak dişetlerini yarma uygulaması başlamıştır. 20. yüzyılın ilk yarısına değin süren bu uygulamanın amacı dişin güvenli bir biçimde çıkmasını sağlayarak diş çıkarmaya bağlı ölüm tehlikesini azaltmaktı. Diş çıkarmaya bağlı ölüm son derece şaşırtıcı görünse de, geçmiş yüzyıllara ait tıp belgelerinde bu tip ölümlere yer verilmiştir. Hatta 1800'lerin ortalarına değin 4 yaşın altındaki ölümlerin yüzde 10'undan dişlerin çıkması sorumlu tutulmuştur. Ama burada altı çizilmesi gereken nokta, binlerce yıllık bulgulann kesinbilimsel verilere değil, sıradan gözlemlere dayandığıdır. Öte yandan bebeğin gelişiminde önemli bir aşama olarak aile içinde heyecan ve sevinç yaratan ilk dişlerin çıkması, bebek için son derece güç ve rahatsız edici bir olaydır. Çıkmakta olan diş, dişeti üzerinde sızlama, yanma ve kaşıntı kanşımı bir baskı yaratır. Bebeğin çok ağrı duyması ender görülen ve özellikle azıdişlerinde rastlanan bir durumdur. Dişlerin çıkması bebeğin davranışlannı da etkiler. Bu dönemde bebek sonderece duyarlı ve huysuzdur.

Uykusuzluk çekebilir, bazen de iştahı azalır. Ama meme ya da biberonu istemiyorsa, iştahsızlıktan değil, şişmiş ve ağrılı olan dişetlerinin emme sırasında rahatsızlık yaratmasındandır. Diş gelişimi 6. ayda başlayıp 24-30. ayda tamamlanan oldukça hızlı bir süreçtir. Hemen hemen her ay bir diş çıkar ve tam boyuna ulaşması birkaç hafta sürer. Halk arasında bebek büyüdükçe ortaya çıkan çeşitli bozuklukların diş çıkarılmasına bağlanması oldukça yaygın bir kanıdır.

Bebekte bu dönemde ortaya çıkabilecek bozuklukları diş gelişimine bağlamak kolay, ama aynı zamanda da oldukça tehlikeli bir yaklaşımdır. Ateş, kusma, ishal, çırpınma nöbetleri, öksürük ya da kilo kaybı gibi belirtiler diş çıkarmaya bağlanabilir. Ama olası bir gerçek hastalığı gözden kaçırma tehlikesi de vardır.

Diş çıkarma sırasında bazen vücudun enfeksiyonlara karşı direnci azalır. Böylece ateş, kulak ağrısı, iştahsızlık, kusma, ishal ve kilo kaybı biçiminde ortaya çıkan sindirim sistemi bozuklukları ya da solunum sistemi enfeksiyonlarına bağlı nezle ve öksürük gibi belirtiler ortaya çıkar. Diş çıkarma evresinde daha kolay yakalanılan bu tür hastalıklar diş çıkarmayla doğrudan ilişkili değildir. Yani bunlar "diş çıkarma bozuklukları" değil, gerçek birer hastalıktır ve ortaya çıktıklarında hemen çocuk hekimine başvurulmalıdır.

DİŞ ÇIKARMA VE İSHAL

Dışkılama sayısının artması ve dışkının yumuşaması, diş çıkarma sırasında ateşe oranla daha sık görülür.

• Bir görüşe göre bu durum, vücut direncinin azalmasıyla ortaya çıkan bağırsak enfeksiyonlarına bağlıdır.

• Bir başka görüşe göre ise diş çıkarma sırasında beslenme düzeninde yapılan değişiklik sindirim sisteminin bozulmasına yol açar. Sonuç olarak doğumdan sonra genellikle 5-7. aylarda çıkan dişlerin doğrudan bir sorun yaratması çok ender görülür. Diş çıkarma bir hastalık değil, fizyolojik (doğal) bir süreçtir.Genellikle kesicidişlerin çıkması bebek için önemli bir sorun yaratmaz. Rahatsızlık daha çok yaşamın ilk yılında azıdişlerinin çıkması sırasında görülür.

NE YAPMAK GEREKİR?

Diş çıkarma bebeğin yasanımda son derece önemli bir olaydır. Bu dönemde yakınlık gösteren, sakinleştiren ve yanından ayrılmayan birine gereksinimi daha da artar. Bilemediği, son derece rahatsız edici bir durumla karşılaşmıştır. Ağzında "farklı" bir şey vardır. Dişetleri ağrıyıp kaşınmaktadır. Bu rahatsız edici durum karşısında eline geçirdiği her şeyi ağzına götürüp ısırma isteği duyar. Dişetlerine sık sık masaj yapılması yalnızca fiziksel değil, açık bir ilgilenme davranışı olarak ruhsal rahatlama sağlar. Isırma isteğini karşılamak için bebeğe ağza sokulabilecek oyuncaklar verilmelidir. Doğal olarak bu oyuncaklar temiz olmalı ve hiçbir keskin köşe taşımamalıdır. Bebeğin ısırma gereksinimini karşılayabilecek, aynı zamanda dişetlerine masaj yapabilecek, temizlenmesi kolay birçok oyuncak satılmaktadır. Bunlar, yüzeyleri pürtüklü plastik halkalardan, soğuk masaj uygulayan oyuncaklara kadar değişir. İkinci gruptakiler özellikle azıdişlerinin çıkması sırasında gereklidir.

Bu plastik oyuncakların içindedamıtılmış su bulunur. Bir süre buzdolabında tutulduktan sonra bebeğe verilen içi su dolu halkalar duyarlılığı artmış olan dişetlerindeki sızıyı önemli ölçüde giderebilir. Diş çıkaran bebeğe kemirebileceği sert besinler verilmesi de gerekir. Bebeği elinde ekmek parçasıyla oynamaya bırakmak eskiden beri bilinen iyi bir yöntemdir. Bebek ekmek parçasını dişlemeye çalışır, ısırma gereksinimini karşılar ve bu arada çiğneme kaslarım çalıştırır. Çok geçmeden tükürükle ıslanıp yumuşayan ekmek parçası, dişetleri üzerinde örseleyici olmayan yararlı bir masaj da sağlar. Böylece sıvı gıdalardan katı gıdalara oyun aracılığıyla geçilebilir. Uzun süre yan sıvı mamalarla beslenen bebeklerin katı gıdalara alışması çok güç olabilmektedir. Bunlar dışında diş çıkarma döneminde özel bir tedaviye gerek yoktur. Örneğin, çıkmakta olan dişin üzerindeki mukoza örtüsü kesinlikle yanlmamalıdır. Diş çıkmaya başladıktan sonra dişeti düzeyine geldiğinde, yapılan kesiden dolayı gelişen ve dişe direnç gösterecek olan nedbe dokusuyla karşılaşacaktır. Bazı ender olgularda dişin üzerindeki mukoza örtüsü çok inceldiğinde diş hekimi tarafından çizilebilir. Gene de bu gereksiz bir girişimdir ve çocukta korku ve ağrıya yol açar.

DİŞ ÇIKARMA VE ATEŞ

Diş çıkarma ile ateş arasında doğrudan bir ilişkiyi gösteren somut veri yoktur. İkisinin bir arada bulunması büyük olasılıkla rastlantıdır. Ama ateşin, diş çıkmasıyla birlikte alevlenen bir hastalıktan kaynaklanabileceği de unutulmamalıdır. Kısaca ateş diş çıkarmanın bir sonucu değildir, ama bir enfeksiyonun alevlenmesine bağlı olabilir. Bu da dişin çıkmasını kolaylaştırır. Diş çıkarma ateşin doğrudan nedeni sayılmadığından, bu durumda bebek hekime götürülmeli ve kulak muayenesi ile idrar tahlili de yapılarak bir iltihaplanma olup olmadığı araştırılmalıdır. Solunum sistemi belirtilerinin ön plana çıkması, aktif bir virüs enfeksiyonuna bağlı olabilir.
Top