Ağız ve Diş Sağlığı

Posted by Arif

Ağız ve Diş Sağlığının Önemi

Ağız , sindirim sisteminin başlangıcıdır. Bütün besinler ağız yoluyla alınır. Alınan besinler ağızda bulunan dişler yardımıyla sindirime hazırlanır. Bu nedenle dış ortamla ilişkili olan ağız ve dişlerimizin sağlıklı olması oldukça önemlidir. Ağız ve dişlerin sağlığı için öncelikle bu bölgelerin temizliğine önem vermeliyiz. Ağzımızın sağlığı için aşırı sıcak gıdalara dikkat ederek ağız içi dokuların yanmasını önlemeliyiz. Yine yemeklerden sonra ağız içi suyla yıkanarak buralardaki kokuşmaya neden olan besin artıkları temizlenmelidir. Ağız içinde yaralar oluştuğu zaman hekime gösterilerek, tedavi ettirilmelidir. Aynı şekilde dişlerin sağlığı için düzenli olarak dişler, fırçalanarak temizlenmelidir. Besin artıklarını diş aralarında kalarak çürümeye neden olması önemlidir. Ağız kokularının ve bir çok rahatsızlığın diş çürüklerinden kaynaklandığı unutulmayarak, temizliğe önem verilmelidir. Ağız ve dişlerin sağlıklı olması hoş bir görünüm vererek kişinin konuşma, gülme gibi durumlarda rahat hareket etmesine yardımcı olur. Diş çürüğünden dolayı ağzı kokan kişinin çevresini rahatsız etmesi sıkıntılı durum oluşturur. Kısaca ağız sağlığı, diş sağlığı ile yakından ilgilidir.

Diş Çürümesi

Yapılan araştırmalar sonucunda çocukların çoğunda diş çürüğüne rastlanmıştır. Diş çürümesine ağızdaki bakteriler neden olur. Bakterilerin yanında diş çürümesine neden olan diğer öğeler, diş aralarında kalan besin artıkları ile duyarlı bir diş yüzeyidir. Dişlerin çürümesine neden olan besinler özellikle karbonhidratlı diğer bir ifadeyle şekerli yiyeceklerdir. Diş çürümesinin önemli nedenlerinden birisi de sudaki flüor eksikliğidir. Flüor diş minesinin direncini arttırarak, çürümeyi önler. Bu nedenle sularda flüor eksikliği varsa sağlık kuruluşlarından gerekli yardım alınmalıdır. Flüor fazlalığı ise dişlerde sararmaya neden olur. Dişlerimizin düzenli olarak fırçalanıp temizlenmemesi durumunda dişler arasında kalan besin artıkları bakteriler tarafından parçalanır. Parçalanan besinler, bakteriler ve salgılardan 'diş plağı' denilen birikintiler oluşur. Besin maddelerini bakteriler tarafından parçalanarak oluşan asitler dişin minesini ve kemiğini oyar. Dişte oluşan bu oyuğa kavite denir. Dişte oluşan bu oyuklar zamanla giderek büyür ve derinleşir. Böylece zamanla dişin sert kısmı olan mine tabakası delindikten sonra daha kolay oyulan yumuşak dokuya ulaşılır. Dişteki oyulma devam ederek, diş özüne ulaşır. Dişteki çürümenin diş özüne ulaşmasıyla diş ağrıları oluşmaya başlar. Diş ağrısının olmadığı durumlar diş sağlığının yerinde olduğunu göstermez. Bakterilerin diş özüne ulaşmasından sonra burada iltihaplanma meydana gelir. Buna APSE denir. Çürük diş özüne ulaştıktan ve özellikle de apse oluştuktan sonra dişin tedavi edilme şansı artık kalamamıştır. Dişlerin çürümesi hem süt dişlerinde hem de kalıcı dişlerde meydana gelebilir. Dişlerin çürüme nedenlerini kısaca aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

• Büyüme ve gelişme dönemlerinde kalsiyum, fosfor ve flüor bakımından yetersiz besinlerin alınması,
• Şekerli besinlerin aşırı tüketilmesi,
• Dişlerin fırçalanmaması
• Yumuşak besinlerle beslenilmesi
• Sık sık gebe kalınması
• Erken bebeklik dönemlerine yüksek ateş oluşması
• Yanlış ve hatalı ilaç kullanılması diş çürümesine neden olan etmenlerdir. Ağız açık durumda uyumak da dişler içi zararlı olabilir.

Diş çürüklerinde erken tanı ve tedavi hem sağlık hem de sosyal ve ekonomik yönden büyük önem taşır. Diş çürükleri daha ilk aşamada tespit edilip, tedavisi yapılırsa diş kurtarılır. İlk aşamada tedavi için yapılan harcamalar daha azdır. Ayrıca sağlık personelinin zaman kaybı da en azdır. Çürüğün ilerleyen aşamasında yapılan harcama ve emek artar. Diş tedavisinde kullanılan araç ve malzemelerin döviz ödenerek ithal edildiği düşünülürse ülkemiz ekonomisi açısından ne derece önemli olduğu daha iyi anlaşılır. Kısaca belirtecek olursak çürüğün erken teşhis edilmesi dişin kurtarılmasının yanında ekonomik yönden de büyük yararlar sağlar.

DİŞ ETİ HASTALIKLARI

Dişeti: Dişi saran pembe, sert kıvamlı dokudur. Dişetlerinin sağlığına yeterince özen gösterilmezse dişeti hastalanır, ağrır ve hatta diş kayıplarına neden olabilir. Dişetlerinin sağlığına yeterince özen gösterilmezse, ilk olarak dişeti iltihabı yani gingivit oluşur. Gingivitli dişeti, yumuşak bakteri plağından dolayı iltihaplanır. Bu dönemde kanamaya başlarlar. Eğer plak temizlenmezse, sertleşir ve tartara (diş taşı) dönüşür. Gingivit, uygun ev bakımı ve diş hekimi tarafından yapılan düzenli tedavi ile iyileşir ve kemik kaybı önlenir. Gingivitin ileri haline periodonti denir. Periodontide, yumuşak dokular şişer, lifler kopar, doku dişten ayrılır ve kemik erimeye başlar. Periodontide, kemik ve çevre dokularda ciddi harabiyet oluşur. Tedavi edilmezse dişler sallanır ve sonuç olarak düşerler.
Dişeti iltihaplarının genel olarak nedenleri:

• Sürekli ve uygun olmayan kürdan kullanılması
• C vitamini yetersizliği
• Sivri ve sert cisimlerle diş aralarının karıştırılması
• Vücuttaki kan, şeker, böbrek hastalıkları gibi sistemik hastalıkların olması ve zamanında tedavi edilmemesidir.

Diş Çürüğü ve Dişeti Hastalıklarının Genel Vücut Yapısıyla İlişkisi

Diş çürüğü ve dişeti hastalıklarının sadece ağzı değil, bütün vücudu etkiler. Ağızdaki rahatsızlıklardan biri de ağız kokusudur. Sebepleri, dişeti hastalıkları, diş çürüğü, solunum ve sindirim sistemi hastalıklar, sinüzit . vb. . hastalıklardır. Ağız kokusu, insanın sosyal olmasını engeller, insan ilişkilerini yürütememesine ve insan çevresinden uzak durmaya iter. Diş çürüğü ve dişeti hastalıkları, bölgesel ve bedensel hastalıklara neden olur. Ağızdaki çürük, kan yoluyla bütün vücuda (kalp, böbrekler, eklemler, sindirim sistemi. . ) yayılabilir ve hastalıklara yol açabilir. Bunların tedavisi de hem maddi hem de manevi yönden kayıplara yol açar. Bu yüzden, hiç bir zaman ağız ve diş sağlığının aksatılmaması, her zaman iyi bakım yapılması gereklidir.

Diş çürüğü nasıl oluşur?

-Diş üzerinde oluşan, bakteri taşıyan, yumuşak ve yapışkan tabakaya plak adı verilir. Plağın yiyeceklerle birleşmesi sonucu oluşan asit, dişlerin çürümesine neden olur. Yukarıda saydığım plak, yiyecek ve asit etkenlerine karşın, bu güne kadar çürüğün tam tarifi yapılamamıştır.

Çürük nasıl tedavi edilir?Tedavi edilmezse ne olur?

-Çürük, erken dönemlerde beyaz leke halindedir. Bu dönemde, florlamayla tedavi edilebilir. Bunun için de florlu diş macunlarıyla düzenli fırçalama ve florlu diş ipleri ile ara yüz (iki diş arasının temizliği) de girer. Florlamayı diş hekimi direkt olarak ağızda da yapabilir. Eğer belli miktarda diş minesi kaybedilmişse, dişte oyuk oluşur. Buna kavite denir. Bu hallerde ancak bir diş hekiminin yardımıyla çürük bölge kaldırılarak yerine dolgu konulmak suretiyle diş tedavi edilir. Bazı vakalarda dişin orta iç bölgesinde bulunan pulpa adını verdiğimiz damar ve sinirlerin oluşturduğu yere kadar çürük ilerler. Bu durumda ilerlemiş diş çürüğünden söz edilebilir. Çürük dişin pulpası yoluyla iltihaba, ağrıya ve sonuçta apseye neden olur. Bu tür vakalarda dişe kanal tedavisi uygulanır. Damar ve sinirler, pulpa odası ve kanaldan çıkarılarak yerine dolgu konulur. Dişin iyileşmesi imkansız durumlarda ise dişin çekimine karar verilir. Tedavi edilmeyen çürüklerde öncelikle yakın dokular zarar görür. Bademcikler iltihaplanır, sinüzit oluşur. Baş ağrısı ve ağız kokusu en sık rastlanan olaylardandır. Ayrıca kalp kapakçığının iltihaplanması, böbreklerin hastalanması, eklem yerlerinin hastalanması ve mide-bağırsak sisteminin hastalanmasını da sayabiliriz.

Dişeti hastalıkları nelerdir?

-Öncelikle dişetinin tarifini yapalım. Dişeti, dişi saran ve besleyen pembe, sert dokudur. Dişeti hastalıklarını genel olarak 'gingivit ve periodonti' olarak ikiye ayırabiliriz. Gingivite dişeti iltihabı da diyebiliriz. Çürük oluşumunda bahsettiğimiz dişin üzerine yapışan plak temizlenmezse, zamanla dişetlerinin iltihaplanmasına neden olur. Gingivitli dişler, pembe rengini kaybeder ve kırmızıya dönüşür. Sağlıklı dişetinde görülen pütürlü mat pembelik yerini şişkin parlak kırmızılığa bırakır. Bakteri plağı yerinden kaldırılmazsa, diş taşı tabirini kullandığımız tartar oluşur. Bunun için de her 6 ayda bir düzenli olarak diş hekimine başvurarak dişlerimizdeki plağı temizletmemiz gerekir. Periodonti de, dişetinin ilerlemiş hastalığıdır. Yumuşak dokular şişer, dişi çene kemiğine bağlayan lifler kopar, alveol adını verdiğimiz ve dişin içinde bulunduğu kemik bölge erir. Böyle vakalarda diş sallanmaya başlar ve tedavi edilmezse dişin veya dişlerin çekimi zorunlu hale gelir.

Dişetleri nasıl tedavi edilir?

-Gingivit az önce söylediğim gibi 6 ayda bir diş temizliği yapılarak ve düzenli olarak diş fırçası ve diş ipi kullanarak tedavi edilebilir. İlerlemiş vaka olan periodontide ise tedavi iki şekilde olur:Cerrahi ve cerrahi olmayan. Cerrahi olmayan dişeti tedavisi ise ya ultrasonik aletlerle yada el aletleriyle yapılır. Her ikisinde de öncelikle diş taşları temizlenir, bakteri plağı kaldırılır. Daha sonraki seanslarda da dişetinin iç yüzeyi kazınır. Buna kürtaj adını veriyoruz. Diş köküyle dişeti arasınsa oluşan ve dişeti cebi adını verdiğimiz bölgeden diş taşı ve hastalıklı dişeti kazınır. Son seansta da dişin kökü düzleştirilir, kök yüzeyinde oluşan pütürler yok edilir. Bunlara ek olarak hastaya gargara ve antibiyotikler tavsiye edilebilir. Periodontili dişlerin çoğunlukla ağızda görünen bölümü sağlıklı dişlere göre uzundur. Bunun nedeni ise kemik kaybıdır. Kaybedilen kemik, tekrar kendiliğinden büyüyemez. Ancak dişetlerindeki şişik indiği için cep derinliği azalır. Diş hekimi muayenehanelerinde dişeti hastalıklarının tedavisi çoğunlukla az önce bahsettiğim yöntemlerle yapılır. Cerrahi tedavi ile gerektiğinde ise Periodontist adını verdiğimiz ve bu dalda uzmanlaşmış diş hekimlerine hastamızı yönlendiririz.

Ağız ve diş hastalıklarının genel vücut yapısıyla ilişkisi nedir?

-Unutulmamalıdır ki, sağlık ağızdan başlar. Diş çürüğünde bahsettiğim gibi küçük bir çürük, vücuttaki bir çok organın hastalanmasına neden olabilir. Ayrıca bazı hastalıkların ilk belirtileri de ağızda görülür. Mesela şeker hastalarında, ağızda kuruluk ve tükürükte azlığa rastlanır. Karaciğer hastalarında, ağızda aseton kokusu hissedilir. Behçet hastalığında, ağızda aft olarak adlandırdığımız beyaz, ağrılı yaralar ortaya çıkar. Mide hastalıklarında, akciğer hastalıklarında ve boğaz hastalıklarında (larenjit, farenjit, tansillit gibi) ağız kokusu oluşur. Eklem hastalıklarının (romatizma) ana sebeplerinden birisi, diş ve dişeti hastalıklarıdır. Gördüğünüz gibi, küçük bir çürük vücudumuzda bir çok hastalığa yol açabilir. Bu yüzden, her zaman ağız ve diş sağlığımızda gereken özeni göstermeliyiz.

DİŞLERİN GELİŞİM BOZUKLUKLARI

Dişlerin gelişimi sırasında yapı ve diziliş bozuklukları meydana gelir. Normal olarak ağız kapatıldığı zaman çenelerin durumu üst dişler önde alt dişler arkada olacak biçimdedir. Bunun tersi durumlarda dişlerde kapanma hatası oluşur. Yine dişlerin düzensiz sıralanması sonucunda da kapanma hatası meydana gelir. Kapanma hatası sonucunda besinleri çiğneme güçlüğü oluştuğu gibi bu durum diş eti sağlığının da bozulmasına neden olur. Düzensiz dişlerin en önemli nedeni süt dişlerini zamanından önce kaybedilmesidir. Bunun sonucunda kalıcı dişler birbirinin üzerine gelecek şekilde dizilir. Çeşitli nedenlerden dolayı dişlerde renk bozuklukları meydana gelir. Örneğin;sigara dişlerde renk değişikliklerine neden olur. Sigara içenlerin dişleri kahverengimsi bir renk alır. Yine canlılığını kaybetmiş olan dişler gri renkte görülür. Çocukluk döneminde alınan antibiyotikler de dişlerde renk bozukluklarına neden olabilir. Gebelikte ya da küçük yaşlarda geçirilen hastalıklardan kaynaklanan yüksek ateş, dişlerde renk ve yapı bozukluklarına neden olabilir. İçme sularındaki flüorun azlığından dişler çürürken, sulardaki flüorun fazlalığı ise dişlerin sararmasına neden olur.

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI NASIL KORUNUR?

1) Ağız ve diş sağlığının korunmasında beslenmenin önemli bir yeri vardır. Alınan besinler kalsiyum, fosfor ve flüor minerallerini yeterince içermelidir. Dişlerin gelişimi sırasında bu mineraller alınmalıdır. Yine alınan besinler diş eti ve diş sağlığı için A, D, C vitaminlerini içermelidir. Belirtilen mineraller ve vitaminleri karşılamak için yeterince et, süt, süt ürünleri, yumurta ile sebze ve meyve tüketilmelidir.

2) Diş çürümelerinin önlenmesi için dişler düzenli olarak yemeklerden sonra tekniğine uygun fırçalanmalıdır.

3) Öğün aralarında özellikle şekerli yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir. Şekerli besinlerin tüketilmesi durumunda fırçalama imkanı yoksa en azından ağız suyla çalkalanmalıdır. Aynı durum kola gibi asitli içecekler için de geçerlidir.

4) Sert cisimleri ısırma, parmak emme, tırnak yeme ve kürdan kullanma gibi alışkanlıklar dişlerde gelişme bozukluklarına, düzensiz dişlere ve diş eti hastalıklarına neden olduğundan bu durumlardan kaçınılmalıdır.

5) Dişlerde çürük oluşumu başladıktan sonra aylarca sürer. Bu nedenle yılda en az iki defa diş hekimine giderek sorunlar büyümeden erken tanı konularak, tedavisi yapılmalıdır. Böylece sorunlar büyümeden durum düzeltilir.

6) Ağız kokusu olduğunda nedeni araştırılarak diş çürüklerinden mi yoksa sinüzit, bademcik iltihapları, şeker hastalıkları gibi rahatsızlıklardan dolayı mı oluştuğu belirlenerek gerekli tedavi yapılmalıdır.

7) Diş araları sert cisimlerle karıştırılmamalı ve diş iplikleri kullanılmalıdır. Diş eti hastalıklarının oluşmasının başlıca nedeni dişlerin kürdanlarla temizlenmesidir.

8) Dişlerle ceviz, fındık gibi sert kabuklu yiyeceklerin kabukları kırılmamalıdır.

9) Çok soğuk ve çok sıcak yiyecekler artarda yenildiğinde diş minesini çatlatabileceğinden bu gibi durumlardan kaçınılmalıdır.

10) Sürekli yumuşak besinlerle beslenilmemelidir. Havuç, elma, armut, ayva gibi meyveler ısırılarak yenmelidir.

11) Çocuklardaki süt dişleri de dahil olmak üzere hekim önerisi olmadan dişler çekilmemelidir.

AĞIZ VE DİŞLERİN TEMİZLİĞİ

Çürüklerin , diş eti hastalıklarının ve diş taşlarının nedeni ; yemeklerden sonra dişlerimizin üzerinde biriken yemek artıkları ve bakteri tabakasının ( bakteri plağının ) iyi bir şekilde temizlenmemesidir.
Yeterli sıklıkta , sürede ve şekilde dişlerin temizliği yapılmazsa bir takım sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır. Yemeklerden sonra yeterince temizlenmeyen bakteri plağı ; zaman içerisinde ağız ortamının " asit " hale gelmesine neden olarak bakteri üremesine dolayısıyla da çürüklere ve diş eti hastalıklarına neden olur. Diş taşları ; zaman içerisinde tükürüğün içerisindeki minerallerle birleşen bakteri plağının sertleşmesiyle oluşur. Dişeti tedavisi ile temizlenir.

Ağız ve dişlerin iyi bir şekilde temizlenebilmesi için
• Her yemekten sonra dişler fırçalanmalıdır ( günde en az 3 kere )
• Dişlerin fırçalanması doğru bir şekilde ve en az 3 dakikada yapılmalıdır.
• Gece yatmadan önce mutlaka dişler fırçalanmalıdır
• Günde bir kere " diş ipi " kullanarak , dişlerin araları temizlenmelidir
• Günde en az bir kere ağız çalkalama solüsyonları ile gargara yapılmalıdır
• Diş eti çekilmesi olanlar veya protez kullananlar " ara yüz fırçası " ile temizlik yapmalıdır.

Ağız ve dişlerin temizliğinde uygulanan yöntemler:

Diş Fırçalama

• Dişler dış yüzeyleri , 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve diş etinden bakteriler uzaklaştırılarak fırçalanmalıdır.
• Dişlerin İç yüzeyleri , özellikle ön bölgeler dar olduğundan fırça dik olarak sokularak fırçalanmalıdır.
• Dişlerin tüm yüzeyleri , iç ve arka taraflarda tam olarak fırçalanmalıdır. Genellikle sadece ön dişlerin ön yüzeyleri fırçalandığından çürükler daha çok arka bölgelerde oluşmakta , diş taşları ise çok az fırçalanan alt ön bölgede olmaktadır. . .
Diş ipi kullanımı
• Belirli düzeyde diş fırçalayanlarda çürükler genellikle ara yüzlerde ( dişlerin birleşim yerlerinde ) oluşmaktadır.
• Ara yüz çürükleri sadece diş ipi kullanılmasıyla önlenebilir.
• Kolay kullanım amacıyla mumlu diş ipleri tercih edilir. . Ayrıca florlu diş ipleri de tercih edilebilir. .
Diş ipi her iki elimizin işaret parmağına dolanarak ve baş parmağımızın yardımıyla kullanılır.

Ara yüz fırçası kullanımı

• Diş eti çekilmesi olanlar mutlaka ara yüz fırçası kullanmalıdır. Dişetinin çekilmesiyle oluşan boşluklar bakteriler için uygun birikme ve çoğalma alanlarıdır. Bu nedenle mutlaka her yemekten sonra diş araları temizlenmelidir.

• Porselen köprü kullananlar her yemekten sonra köprünün altını temizlemelidir. Çünkü porselen köprü altındaki boşluklar yemek artıklarının birikmesi ve bakteri üremesi için uygun alanlardır.

Ortodontik tedavi görenlerde genellikle diş fırçası yetersiz kalmakta ve ara yüz fırçası ile tellerin arasının temizlenmesi gerekmektedir.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • İzin verilen HTML etiketleri: <a> <em> <strong> <cite> <center> <big> <code> <ul> <ol> <li> <dl> <font> <img> <b> <dt> <dd>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünürler.

Biçimlendirme seçenekleri hakkında daha fazla bilgi


Son yorumlar