Sonbahar geldi, hastalıklar kapıda!

Sonbahar geldi, soğuk algınlığı, grip, bronşit ve zatürre kapıda sizi bekliyor. İşte bu dört hastalıktan nasıl korunacağımızın yanıtı:

Soğuk algınlığı, grip, bronşit, zatürre... Üst ve alt solunum yolları enfeksiyonları pek çoğumuz tarafından önemsenmese de yaşam kalitemizi düşüren ve bizi uzun süre işimizden alıkoyan önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Bu hastalıklar, en sık ani ısı değişimlerinin olduğu mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bizi etkisi altına alıyor. Özellikle soğuk havalarda toplu halde bulunulan kapalı ve iyi havalandırılmayan mekanlar, virüslerin bulaşabilmeleri için en ideal ortamı oluşturuyor.

Bu mevsimlerde güneş ışınlarından daha az yararlanmamızın yanı sıra, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen strese daha fazla maruz kalmamız da enfeksiyon etkenlerinin üremesini kolaylaştırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr Elif Hakko, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarından nasıl korunacağımızı şöyle anlatıyor:

- Soğuk algınlığı nasıl bir hastalık?

Çeşitli virüslerin yol açtığı ve üst solunum yollarında bazı yakınmalarla seyreden hafif seyirli bir hastalık. Özellikle mevsimlerin değiştiği aylarda ani ısı değişiklikleri nedeniyle soğuk algınlığı görülme sıklığı da artar. Kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirme, güneş ışınlarından daha az yararlanma ile kötü havalandırma koşulları, enfeksiyonun gelişmesini ve yayılmasını hızlandırır. Soğuk algınlığı en fazla bir hafta-on gün içinde tedavi edilmesine gerek duyulmadan kendiliğinden geçer. Ancak hastalık sinüzit, orta kulak iltihabı ve zatürre gibi komplikasyonlara neden olursa hastanın iyileşmesi zorlaşır ve tedavi süresi de uzar.

- Bulaşıcı mıdır?

Hapşırık ve öksürük ile havaya yayılan virüslerin solunması sonucu bulaşır. Ayrıca solunum yolu salgılarıyla ve el temasıyla da virüs yayılabilir.

- Ne gibi belirtiler gösterir?

Halsizlik, hafif baş ağrısı, hafif ateş, öksürük, gözlerde kızarma ve yaşarma, üst solunum yollarında yanma hissi ile burun akması. Koku ve tat alma duyusunun azalması, kulaklarda basınç hissi ile ses kalitesindeki değişikler gibi yakınmalara da rastlanır.

- Nasıl tedavi edilir?

Soğuk algınlığında antibiyotik tedavisine gerek duyulmaz. Baş ağrısı, kırıklık ve ateş için parasetamollü ilaçlar kullanılabilir. Burnu tuzlu suyla yıkamak, burun tıkanıklığını giderici spreyler ya da burun damlaları etkili olur. İstirahat edilmesi, bol bol C vitamini tüketilmesi ve stresten uzak durulması vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder. Hastalık bir hafta sonra geçmiyorsa ve yakınmaları şiddetleniyorsa mutlaka bir hekime başvurmak gerekir.

- Grip nasıl bir hastalık?

Grip, bulaşıcı bir akut virüs hastalığı olarak tanımlanır. Influenza virüsünün yapısı çok sık değiştiği için toplumda herhangi bir dirençle karşılaşmadan hızla yayılabilir ve tüm dünyayı etkileyen salgınlara yol açabilir. Küçük çocukları, vücut direnci düşmüş yaşlıları ve kronik hastalığı olan kişileri daha çok etkisi altına alır. Hasta 4 - 5 gün içinde yavaş yavaş düzelmeye başlar ve hastalık genellikle bir hafta içinde geçer. Ancak sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre, kalp zarı iltihabı ve beyin zarı iltihabı gibi komplikasyonlar gelişirse, özellikle çocuklarda ve vücut direnci düşmüş hastalarda ve yaşlı kişilerde hayatı tehdit eden durumlara yol açabilir.

GRİPTEN NASIL KORUNURUZ?

• Hasta kişilerle yakın temastan kaçının.
• Kalem, kitap ve bardak gibi özel eşyalarınızı hasta kişilerle ortak kullanmayın.
• El temizliğine özen gösterin. Elinizi göz ve burnunuzla temas ettirmeyin.
• Özellikle kapalı mekanlardan, havalandırması iyi olmayan yerlerden mümkün olduğunca uzak durun.
• Mevsime uygun giyinmeye özen gösterin. Kıyafetleriniz ne çok ince, ne de çok kalın olmalı.

- Kolaylıkla bulaşabiliyor değil mi?

Gribe neden olan influenza virüsü. hasta veya taşıyıcı kişilerin hapşırması ya da öksürmesi yoluyla kolaylıkla bulaşabilir. Virüs bulaşmış ellerle temas etmek veya öpüşmek de yine bu virüsün geçmesine neden olan diğer faktörler arasında yer alır. Ayrıca grip, hasta veya taşıyıcı kişinin tuttuğu kapı kolu, telefon ahizesi veya havlu gibi ortak kullanım eşyalarından da bulaşabilmektedir. Hasta kişilerden çevreye saçılan virüs parçacıklarının havada asılı kalabilme yeteneğine sahip olması, bulaşıcılığı daha da artırır. Hasta kişinin kapalı bir ortama girip çıkması bile o ortamda bulunan kişileri virüsün bulaşması açısından risk altına sokar. Bu nedenle grip ev, iş yeri, okul, kreş ve toplu ulaşım araçları gibi kapalı mekanlarda çok kolay bulaşır. Virüsü kapmış ancak henüz belirgin yakınmaları olmayan, bir başka deyişle taşıyıcı kişiler de hastalığı bulaştırabilirler. Eğer kişinin bağışıklık direnci güçlüyse, gribi hafif bir ateş yükselmesi ve halsizlik ile birkaç gün süren kuru öksürükle ayakta da geçirebilir. Bu kişiler iş ve sosyal ortamdan kopmadıkları için de virüs kolaylıkla başkalarına bulaşabilir.

- Belirtileri neler?

Gripte titremenin de eşlik ettiği ateş 39-40 dereceye kadar çıkabilir. Başta, eklemlerde ve kaslarda, özellikle sırt ile bel bölgesinde ağrı oluşur. Bunların yanı sıra halsizlik ve bitkinlik, bazen de mide bulantısı ile kusma da görülebilir. Boğaz ağrısı, şiddetli öksürük ve göğüste yanma gibi yakınmalara da sıkça rastlanır.

- Grip tedavisinde nelere dikkat etmeli?

Halk arasında antibiyotiklerin gribal enfeksiyon üzerinde etkili olduğu yönünde yanlış bir inanış var. Ancak antibiyotikler bakteriler üzerinde etkili oldukları için grip tedavisinde hiçbir yarar sağlamaz. Üstelik zararlı etkilere de sahip olabilir. Solunum sistemi, bünyesinde yararlı bakterileri de barındırır. Gelişigüzel kullanılan antibiyotikler ise zararlı mikropları vücudumuzdan atmakla görevli olan bu bakterileri yok edebiliyor. Bunun sonucunda virüsler vücudumuza kolaylıkla girebilir ve çeşitli hastalıklara neden olabilir. Dolayısıyla, antibiyotikler hiçbir zaman hekim önerisi olmadan alınmamalıdır.

- Grip öldürücü olabilir mi? Tedavi edilmediği takdirde hangi hastalıklara dönüşebilir?

Influenza virüsünün yol açtığı bir solunum sistemi hastalığı olan grip. aniden 39 - 40 dereceye kadar çıkan yüksek ateş, aşırı halsizlik, kuru öksürük, baş ağrısı, şiddetli kas ve eklem ağrılarıyla insanı yatağa düşürebilecek kadar ağır seyredebilir. Bu hastalık tablosuna kimi zaman bulantı, nadiren de kusma eşlik edebilir. Kuru öksürüğe balgam eklendiği takdirde çok dikkatli olunması gerekir. Bu belirti, gribin arkasından zatürree gelişebileceğine işaret edebiliyor. Dolayısıyla, özellikle balgamlı öksürüklerde zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak, yaşamsal önem taşır.

Grip, dikkat edilmediği takdirde larenjit, farenjit, sinüzit ve orta kulak iltihabına dönüşebilir. Sonbahar ve kış aylarında çocuklarda görülen orta kulak iltihaplarının yaklaşık yüzde 30 - 35`inin nedeni olabiliyor. Daha da önemlisi; zatürree, menenjit, beyin ve kas iltihabı gibi yaşamı tehdit eden veya ölümle sonuçlanan hastalıklar da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle, özellikle risk grubundaki kişilerin salgın mevsiminden önce grip aşısı yaptırmaları çok önemlidir.

- Nasıl tedavi edilir? Grip aşısı ile hastalığın önüne geçilebilir mi?

Gribin etkin bir şekilde tedavisi için öncelikle yatak istirahati önerilir. Yüksek ateşin düşürülmesi ve kas ağrılarının dindirilmesi tedavide en önemli hedefi oluşturur. Ateşi düşürmek için parasetamol içeren ilaçlardan yararlanılır. Sanılanın aksine gribin tedavisinde antibiyotiğe gerek duyulmaz. Ancak yaşlılar ve çocuklar gibi risk grubunda olanlar için komplikasyonların ortaya çıkmasını engellemek veya komplikasyonlar gelişmişse bunları tedavi etmek amacıyla antibiyotiklere başvurulabilir. Tedavide burun akıntısı, boğazda oluşan yanma, acıma ile ağrı hissini azaltan gargara, sprey, pastiller ve öksürük şurupları da kullanılır.

Grip aşısı inaktive edilmiş influenza virüslerinden veya antijenlerinden yapılır. Aşı uygulandıktan sonra bağışıklık sistemi, aşıdaki inaktif virüse karşı antikorlar oluşturur. Daha sonra, aktif virüsle karşılaşıldığında, önceden oluşmuş antikorlar enfeksiyon oluşumunu önlüyor veya ağır hastalık riskini azaltır.

- Grip aşısını ne zaman yaptırmak gerekir?

Grip aşısının mutlaka salgın başlamadan önce yapılması gerekir. Aşının etkisinin ortaya çıkması için aşağı yukarı 2-3 haftalık bir süreye ihtiyaç duyulur. Dolayısıyla, grip aşısı için en uygun zaman sonbahar ayları, özellikle de eylül ve ekim aylarıdır.

KİMLER AŞI OLMALI? BİRİNCİL VE İKİNCİL RİSK GRUPLARI

Birincil risk grupları:
• 65 yaş ve üstündeki kişiler (özellikle huzurevi ve/veya bakımevlerinde kalanlar)
• Kronik hastalığı olanlar: Kalp damar sistemi hastaları; akciğer, karaciğer ve böbrek hastaları; romatizma hastaları, diyabet hastaları ve endokrin sisteme ait hastalıkları olanlar
• Bağışıklık sistemleri baskılanmış kişiler: Kanser hastaları, organ ve kemik iliği nakli yapılanlar
• 6 aydan büyük çocuklar
• Uzun süreli aspirin tedavisi alan çocuklar ve gençler
• Hamileler (ilk üç aydan itibaren) ve emziren anneler

İkincil risk grupları:
• Birincil risk grubunda yer alanlarla yakın temasta olanlar
• Sağlık personeli (doktorlar, hemşireler vs. )
• Özellikle sık sık yurtdışına seyahat edenler
• Gribin tıbbi ve ekonomik olumsuz etkilerinden korunmak isteyenler (öğretmenler, iş adamları, sporcular, askerler, üretimde çalışanlar…)

- Aşı bir kez yapıldıktan sonra tekrar edilmeli mi?

Grip aşısında tek doz yeterli olur. Daha önce hiç grip aşısı yaptırmamış olan 8 yaşından küçük çocuklarda ise aradan en az 4 hafta geçtikten sonra ikinci doz aşılama yapılması gerekir. Grip aşısı her yıl tekrarlanmalı. Bunun nedeni, virüslerin her yıl kendilerini değiştirdikleri için, bir önceki yılın aşısının sonraki yıl koruyucu özelliğini yitirmesidir. Genellikle 2 -3 hafta sonra etkili olmaya başlayan grip aşısının koruyuculuk süresi de 6-12 ay sürer.

- Aşı her yaşta aynı koruyucu özelliğe sahip mi?

Grip aşısı ile koruyuculuk, 65 yaş altındaki sağlıklı erişkinlerde yüzde 70-90 gibi yüksek oranlarda seyreder. İleri yaşlarda bu etki yüzde 30-40 oranında azalmakla birlikte, hastalığın hafif geçirilmesi sağlanır. Yapılan kısıtlı sayıdaki çalışmalara göre, grip aşısının çocuklar üzerindeki koruyuculuk oranı ise yüzde 22-91 arasında değişir. Ancak antijenik yapıda büyük değişiklikler meydana gelmişse koruma etkisi tüm yaş gruplarında azalır veya aşı tamamen etkisiz hale gelir.

- Grip aşısının yan etkileri var mı?

Grip aşısının damar yoluyla verilmemesi gerekir. Aksi takdirde çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. Grip aşısı başka bir bölgeye yapılmak kaydıyla diğer aşılarla beraber de uygulanabilir. Aşı sonrası nadiren hafif geçen nezle türü bir tablo oluşabilir. Aşı yapıldıktan sonra enjeksiyon bölgesinde ender görülse de; kızarıklık, şişlik, morarma, ateş, kırıklık, titreme, yorgunluk, baş ağrısı, terleme, kas ve eklem ağrıları gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Çok rahat tolere edilebilen bu yan etkiler de 1-2 gün içinde kendiliğinden geçer. Ancak bu yan etkilerin dışında başka bir şikayet oluştuğu takdirde mutlaka bir doktora başvurulması gerekir.

- Alt solunum yolu enfeksiyonlarından da bahsedebilir miyiz?

Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonunun ardından gelişen bronşit, bronşların iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Akut bronşite genellikle influenza gibi bronşlara yerleşen virüsler neden olur. Soğuk algınlığı ve grip geçiren kişiler, uzun süre kapalı ortamlarda kalanlar ve havalandırması olmayan yerlerde çalışanlar risk grubunu oluştururlar. Ayrıca beden dirençleri daha düşük olduğu için sigara içen kişiler de daha kolay bronşit olur ve tedaviye daha zor yanıt verirler.

- Akut bronşit nasıl bulaşır? Ne gibi belirtilerle kendini gösterir?

Akut bronşitte virüs ya solunum yoluyla ya da hasta kişiyle el sıkışma gibi yakın temasla bulaşır. Kuru öksürük bronşitin tipik belirtisidir. Özellikle geceleri yoğunlaşan öksürük bazen günlerce sürebilir. Bronş içinde yerleşmiş bulunan hücreler yeterli sıvı alınıp ıslatılmadığı takdirde balgam gelişir. Halsizlik ve göğüs ağrıları yine sık görülen belirtilerin başında yer alır. Bronşitte mutlaka yüksek ateş olması gerekmez. Akut bronşit ile zatürre aynı yakınmalara yol açabilir. Dolayısıyla yüksek ateşiniz varsa, kendinizi halsiz hissediyorsanız ve öksürüğünüz de sürüyorsa ayırıcı tanı için bir hekime başvurmayı ihmal etmeyin.

BRONŞİTTEN NASIL KORUNURUZ?

• Hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerde mümkün olduğunca sokağa çıkmayın.
• Kapalı ve iyi havalandırılmayan ortamlardan uzak durun.
• Bronşite yakalanmış kişilerle yakın temas kurmaktan kaçının.
• Sigara içmeyin, içilen mekanlarda da bulunmayın.
• Elinizi sık sık sabunlu suyla yıkayın.

- Tedavide öksürük kesici ilaçlar veriliyor, değil mi?

Her bronşitin tedavisinde antibiyotik kullanılmasına gerek duyulmaz. Öksürük yakınmasına karşı öksürük kesici ilaçlar verilir. Ancak balgamla seyreden bronşitte genellikle antibiyotikten yararlanılır. Yüksek ateş ve ağrısı olan hastalarda tedaviye ağrı kesici eklenir. Su, ıhlamur çayı veya meyve suları gibi bol bol sıvı tüketilmesi de bronşların nemlenmesinde oldukça yarar sağlar. Akut bronşitin tedavisi ortalama 10 gün sürer. Ancak yorgunluk, sigara tüketimine devam etme, yetersiz beslenme ve tedavi olmama hastalığın ilerleyerek akciğer iltihabına dönüşmesine yol açabilir.

- Alt solunum yolu enfeksiyonlarından Zatürre ise ciddi bir akciğer enfeksiyonu. Belirtileri neler?

Kış mevsiminde daha sık görülen zatürre, bakteri ya da virüslerin yol açtığı ciddi bir akciğer enfeksiyonudur. Zatürre her yaşta görülebilir ancak bebek, küçük çocuklar ve ileri yaştaki bireyleri daha çok etkiler. Belirtiler genellikle üst solunum yolu enfeksiyonunun ardından ani olarak başlar. Yüksek ateş, üşüme, titreme, öksürük, balgam, nefes alırken batar tarzda göğüs ağrısı, nefes darlığı, iştahsızlık gibi yakınmalar hastayı yatağa düşürür. Ancak hastalık sinsi bir şekilde de ilerleyebilir ve kuru inatçı bir öksürüğe rağmen göğüs ağrısı, nefes darlığı ve balgam gibi diğer belirtilere rastlanmayabilir. Pek çok hastada da baş ve eklem ağrıları, deri döküntüleri kusma ve ishal gibi akciğer dışı organlara ait yakınmalar gelişebilir. Hasta kişiyle yakın temas sonucu bulaşır. Bakteriler tek başına veya damlacıklar içinde solunum yoluyla vücuda girer.

- Zatürrede mutlaka antibiyotik tedavisi gerekiyor, değil mi?

Kesinlikle. Günümüzde hemen her bakteriye karşı etkili antibiyotikler mevcuttur. Tedavide önemli olan antibiyotiğin doğru seçilmesi, yeterli doz ve sürede kullanılmasıdır. Gribin aksine zatürrede yüksek ateşin düşmesi bir haftayı bulabilir. Zatürre hastasının, ateşi düştükten sonra da antibiyotik tedavisine doktorun önerdiği süre devam etmesi gerekir. Tedavide ayrıca öksürüğü hafifleten, ateş düşüren, balgamı sulandıran ve çıkarılmasını kolaylaştıran ilaçlardan da yararlanılır. Yatak istirahati vücut direncinin yeniden kazanılmasında önemli rol oynar. Zatürrenin tedavi süresi 1-3 hafta sürer.

- Peki zatürreden nasıl korunabiliriz?

Zatürreye karşı önlem almada etkili yol, aşı yaptırmak. Zatürre için de pnömokok aşıları mevcuttur, ancak bunların koruyuculuğu yüzde 100 değildir. Fakat bu aşılar sayesinde hastalarda hem hastalığa yakalanma hem de ölüm oranlarında azalma söz konusudur. Grip aşısının her yıl yinelenmesi gerekirken, pnömokok aşısı ile 5 yıl boyunca süren bağışıklık elde edilir. Özellikle kalp, akciğer, kan, böbrek ve diyabet hastaları, dalağı alınmış kişiler, 65 yaşın üzerindekiler gibi yüksek risk taşıyan kişilerin mutlaka zatürre aşısı yaptırmaları önerilir.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • İzin verilen HTML etiketleri: <a> <em> <strong> <cite> <center> <big> <code> <ul> <ol> <li> <dl> <font> <img> <b> <dt> <dd>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünürler.

Biçimlendirme seçenekleri hakkında daha fazla bilgi


Son yorumlar