warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

kalp sağlığı

Ağrı kesicilerde sıkça kullanılan ibuprofen ve diklofenak etken maddelerinin uzun süre ve yüksek dozda kullanılmasının kalp rahatsızlıklarını bir ölçüde arttırma riski olduğu açıklandı.

İleri derecede romatizmal hastalıkları olan kişiler de ağrıları ve iltihaplanmayı azaltmak için ağrı kesici ilaçları kullanıyor.

Araştırmayı yapan bilim insanları, kimi hastaların, ortaya çıkan riski kabul edilebilir bulduğunu ancak yine de tüm hastalara bir seçim şansı verilmesi gerektiğini belirtiyor.

Tıp dergisi Lancet'te yayımlanan araştırma, sigara içen ve aşırı kilolu kişilerde riskin daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

Bu ilaçların yarattığı risk daha önce de gündeme getirilmişti. Ancak Oxford Üniversitesi'nden bilim insanları, hastalara kullanacakları ilaçlar konusunda bir seçenek sunulabilmesi amacıyla, daha önce olmadığı kadar ayrıntılı bir araştırma yaptılar. Farklı zamanlarda yapılan 639 klinik deneye katılan toplam 353 bin hastanın kayıtlarının değerlendirildiği araştırmada, günlük 150 mg diklofenak ve 2400 mg ibuprofen kullanılan vakalar incelendi.

Dünyada her yıl kalp krizinden binlerce insan hayata gözlerini kapatıyor. Kalp rahatsızlığı olduğunu bilmeden aniden yolda yürürken, evinde otururken ya da uyurken kalp krizi geçirenlerin sayısı bir hayli fazla.

Uzmanlar rutin kontroller sayesinde gizlice ilerleyen kalp hastalığına bağlı ölümlerin büyük oranda azaltılabileceğini belirtiyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Emrullah Başar, günümüzde daha sık rastlanan kalp hastalıklarının özellikle gençlerde ani ölümlere neden olduğunu söyledi. Prof. Başar, “Kalp hastalığı sinsi ve ilerleyen bir hastalıktır. Fast-food besinlerin yaygınlaşması, teknolojinin gelişmesi ve hareketin kısıtlanmasından dolayı dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu hastalıklarda artış olmaktadır ve hastaların büyük bir kısmı rahatsızlıklarından haberdar değil” dedi.

Sonbaharda hava sıcaklığının azalması, kalp damarları başta olmak üzere tüm damarlarda büzüşmeye ve kan basıncında artışa neden oluyor. Bu durum da kalbin yükünü artırıyor.

Kalp damar hastalıklarına yakalanma oranı her geçen gün artıyor. Öyle ki biyolojik bir neden olmamasına rağmen ülkemizde koroner kalp hastası sayısı her yıl yüzde 4,7 oranında yükseliyor. International Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Açıl, özellikle de yaz aylarını geride bıraktığımız bu günlerde kalp damar hastalıkları görülme oranı yaklaşık 3 katına çıktığını söyledi.

Görüldüğü kişilerin kalp krizi geçirme oranı normal insanlara göre çok daha yüksek olan, kalbin atım sayısının 100'ün üstünde olmasına taşikardi denilmektedir. Sigara, alkol, kafein tükemi, uykusuzluk veya stres taşikardinin oluşmasına neden olan sebeplerin başında gelmektedir.

Taşikardi nedir? Kalbin atım sayısının artarak, normal değerlerin üzerine çıkması haline taşikardi diyoruz. Kalbin hızı, bir dakika içindeki atım sayısıyla belirlenmektedir. Bu hızın normal değerleri, yaşa bağlı olarak değişmektedir. Yeni doğan bir çocuk için bu değerler 100 ile 140; yetişkinlerdeki normal değerlerse 60 ile 100 arasındadır. Kalbin atım sayısının 60'ın altında olmasına bradikardi, 100'ün üstünde atmasına ise taşikardi denilmektedir. Kalbin içinde uyarı üreten kalbin kendi pili diyebileceğimiz sinüs düğümü adlı bir merkez vardır. Normal atan kalpte kalp normal de atsa, taşikardik yada bradikardik de atsa ilk elektrik uyarısı bu noktadan çıkar. Bu noktadan uyarı çıkmayıp kalp içerisinde başka noktalardan elektrik uyarısı çıkması haline aritmi denir.

Bir de çarpıntı (tıp dilindeki ismi palpitasyon) terimi vardır ki bunu taşikardi terimiyle karıştırmamalıdır. Çarpıntı, kalp atışlarının hastanın kendisi tarafından hissedilmesi demektir. Çarpıntı sırasında kalbin atım sayısı düşük(bradikardi), normal veya fazla (taşikardi) olabilir. Taşikardisi olan kişiler genellikle çarpıntıdan da şikayet ederler. Yani her taşikardiye çarpıntı, her çarpıntıya taşikardi eşlik etmeyebilir. Bazan, kalbin anormal atımları, terleme hissi veya çarpıntı şeklinde tarif edilebilir.

Sağlıklı bir vücut için spor yapmaya karar verdiniz. Ruhunuz buna hazır ama ya bedeniniz? Spor ayakkabılarınızı giymeden önce kalbinizi mutlaka spora hazırlayın. Memorial Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Türker Baran, spor öncesi kalp sağlığı açısından alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.

Bedeniniz de Yaza Hazır Olsun

Soğuk, uzun süren bir kış mevsimini geride bıraktık. Güneşli yaz günleri geri geldi. Kışın soğuğu, metabolizmamızı yavaşlattı. Karanlık ve uzun geceler boyunca karbonhidrat ve şeker üretimimizi artırdık. Soğuk ve yağışlı havalar pek çoğumuzu dışarı çıkıp egzersiz yapmaktan alıkoydu. Kondüsyonumuz azaldı, kilo aldık. Şimdi kimimiz sağlık sebepleri, kimimiz ise estetik nedenlerden ötürü yeniden fit olmak, kondüsyon kazanmak için egzersiz yapmaya hazırlanıyoruz. Ancak bunun için bedenimizi ter dökmeye hazırlamamız çok önemli.

Kişi Önce Kendi Bedenini Tanımalı

Bir spor müsabakasında ya da antrenmanda, kimi zaman amatör kimi zaman da profesyonel bir sporcu sahada hayatını kaybedebilmektedir. Bu tür olaylarda genellikle ölüm sebebi biraz da genelleme yapılarak ‘kalp krizi’ olarak bildirilmektedir. Oysaki tanıyanlar, o kişinin daha önce bir hastalığı olmadığını anlatırlar. Peki bu kişi sporcu kimliğine rağmen, lisans alırken geçtiği onca sağlık kontrolüne rağmen nasıl olup da bir kalp hastalığı nedeni ile kaybedilmektedir?

Posted by Nevbahar

Kayseri Diş hekimleri Odası Başkanı Umut Kural, kalp hastalıklarının 7'de 1'inin diş kaynaklı olduğunu söyledi. Türkiye'de ağız ve diş sağlığına yeterince önem verilmediğini, bunda sağlık politikasının etkisinin büyük olduğunu ifade eden Başkan Umut Kural, "Türkiye'de, istisnalar dışında 70 milyon insanın ağız ve diş sağlığı sorunu var. 6 ayda bir dişhekimine giden yok. Türkiye toplumunun yüzde 99'nun acil diş tedavisine ihtiyacı var" dedi.

Dişhekimleri Odası Başkanı Umut Kural, "Gebelikte ağız diş sağlığı hormonal olarak bozuluyor. Bu bağlamda gebeler çocuklar, yaşlılar ve sistematik hastalığı olanlar, romatizma ve kalp hastalığı olanlarda, diş hastalığı daha tehlikelidir. Ağız ve diş bölgesinde oluşacak bir mikrop veya orada alevlenecek mikroplu bir iltihap, daha ciddi problemler doğurabilir. Bu gruptakilerin dişine daha fazla özen göstermesi lazım. Kalp hastalıklarının 7'de 1'i diş kaynaklıdır. Hastaneye gittiğinde hastalığın köküne kadar inilemiyor. Köküne kadar inildiğinde bunun kaynağının diş olduğu ortaya çıkacaktır. Bu bilimsel rakamdır. Kalp hastalıklarının 7'de 1'i diş orijinlidir. Hastaları hekime gitmeye alıştırmalıyız" diye konuştu.

Posted by Nevbahar

Yapılan araştırmalara göre, dişleri düzgün şekilde fırçalamamak kalp krizi riskini %50 oranında artırıyor.

İngiliz diş hekimleri derneği, dişlerin günde iki kez fluorid içeren diş macunu ve yumuşak veya orta sertlikte fırça ile fırçalanması gerektiğini bildiriyor...

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, dişleri düzgün şekilde fırçalamamak kalp krizi riskini %50 oranında artırıyor.

Daily Telegraph'ın haberine göre, ağızda bulunan bir bakteri kalp krizi riskini %50 oranında diğer bir çeşit bakteri de %35 oranında artırıyor.

Daha önce yapılan araştırmalar da dişeti çekilmesinden kaynaklanan iltihaplanmanın kan damarlarını etkileyebileceğini ve atardamarlar üzerinde kolesterol benzeri tabakalar oluşturabileceğini göstermişti.

Türk Kalp Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Çetin Yıldırımakın, Sakarya Üniversitesinde (SAÜ) düzenlenen ''Uluslararası-Disiplinlerarası Kadın Çalışmaları Kongresi''nde yaptığı konuşmada, bilimsel çalışmalar ve ekonomik yatırımlara rağmen kalp ve damar hastalıklarında artış yaşanmasının sebeplerinin başında stresin geldiğini söyledi. Günümüz insanının, düne göre daha zor şartlarda yaşadığını belirten Yıldırımakın, şöyle konuştu:

''İnsanlar artık daha stresli bir yaşam sürüyor. Biz Kalp Vakfı olarak 'İyi Kalpli Ol' logosunu Türk Patent Enstitüsüne tescil ettirdik. İyimser olanlar, iyi kalpli olanlar kalp ve damar hastalıklarına daha az yakalanıyor. Biz insanların birbirlerini sevmelerini, hoşgörülü olmalarını, öfkelerini bırakmalarını, daha toleranslı olmalarını tavsiye ediyoruz. Stresin azaltıldığı, iyimser olunduğu zamanlarda hastalıklara daha uzak oluruz. İyimser ol kalp ve damar hastalıklarına yakalanma.''

KALP DAMAR HASTALIKLARI 2008 YILINDA 17 MİLYON CAN ALDI

Yıldırımakın, kalp ve damar hastalığının erişkin erkek hastalığı olarak bilindiğini, ancak son yapılan araştırmaların, kalp ve damar hastalıkları sebebiyle hayatını kaybeden kadınların erkeklerden daha fazla olduğunu ortaya koyduğunu dile getirdi.


Son yorumlar