Yaz hastalıkları

Yaz hastalıkları

Yazın sıcakların artmasıyla birlikte halsiz ve yorgun oluruz. Çok terleriz böceklerle boğuşuruz, serinlemek için gir­diğimiz deniz ve havuzlarda boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalırız. Tüm bu tehlikelerine karşı herkesin en sevdiği mevsimlerden biri olan yazı bu yıl sağlıklı geçirmeye ne dersiniz.

Baş Ağrıları

Günlük hayatta en sık karşılaşılan yakınmalardan biridir. Ruhsal gerilim, alkol, yorgunluk, sıcak, oksijen azlığı, bazı ateşli hastalıklar, yüksek tansiyon, kansızlık, diş, göz, kulak, burun, boğaz hastalıkları ve boyun omurlarının hastalıkları gibi çok sayıda faktör baş ağrısına neden olabilir.Ağrı kesici ilaçlar baş ağrısında geçici iyileşme sağlasa da kronik baş ağrısı yakınması olanlarda nedene yönelik incelemeler yapılmalı ve buna göre bir tedavi yapılmalıdır. Herkeste zaman zaman görülen baş ağrılarında ülser veya benzeri bir mide şikayeti yoksa aspirin gibi bir ağrı kesici ilaç, ruhsal gerilimi azaltmak amacıyla ılık bir duş, sessiz bir oda­da dinlenme gibi önlemler yararlı olur. Göz yorgunluğuna neden olan işlerde çalışanlarda görülen baş ağrıları gözleriyle bağlantılı olabileceğinden bu kişiler öncelikle göz doktoruna başvurmalıdır. Sinüzit de baş ağrısına neden olan bir hastalıktır. Baş ağrılarının önemli bir bölümü de migren tipi baş ağrılarıdır. Migren­de ağrı genelde başın yarışım kaplar. Çoğun­lukla göz arkasından başlayarak 1-2 saat için­de şiddetlenir. Migren krizi başlamadan önce hastada ruhsal çöküntü, göz yaşarması, burun akıntısı gibi öncü belirtiler oluşabilir. Krize girmiş olan hasta, sesiz ve loş bir odada istirahat etmeli, ağrının başladığım hissettiği anda ilaç­larım almalıdır. Migrenli hastaların çikolata, bazı peynirler, gibi besinlerden ve kırmızı şa­rap, çay, kahve gibi içeceklerden uzak durma­ları gerekir. Çünkü bunlardaki bazı maddeler migren krizini başlatabilirler.

Boğulma

Suda boğulmanın ilk nedeni normalde hava girerek kan hücrelerine ulaşması istenilen ciğerlere su dolması nedeniyle vücudun oksijensiz kalmasıdır. Dokuların oksijensiz kalması ölüme götüren bir nedendir. Ancak suda bo­ğulmanın ayrı oluşumları da mevcuttur. Eğer ciğerlere dolan su tuzlu ise ciğerlerde ödem (şişme) ve kanda koyulaşma ortaya çıkar ki bu da ölümcül bir durumdur. Eğer ciğerlere dolan su tatlı ise bu kez de kan hücrelerinin (alyuvar­lar) aşırı şişerek patlamalarına neden olabilir. Boğulmakta olan kişi hala çırpınıyorsa, siz iyi yüzme biliyorsanız ve can havliyle çırpınan kişiye hakim olacak kadar kendinizi güçlü hissediyorsanız suya girip kurtarmaya çalışın. Aksi taktirde kıyıdan sopa, ip, kumaş gibi şeyler uzatarak yardımcı olmaya çalışın ya da yar­dım çağırın. Kayık gibi bir araçla yardıma git­mişseniz kayığa çıkartmaya çalışmayın devrilme tehlikesi yaratabilirsiniz, kenarına tutun-masını isteyin ve böylece kıyıya ulaşın.

Nefes alamıyorsa

En kısa zamanda ciğerindeki suyu boşaltmak için zaman kaybetmeden, ağızdan ağıza yapay solunuma başlayın. Solunum başlayıncaya kadar sürdürün.

Suda boğulma yaz aylarında çok sık görülen bir kazayla ölüm nedenidir. İyi yüzme bilenler de tanımadıkları bölgelerde yüzerken dalga, akıntı, girdap ve kramp girmesi gibi ne­denlerle boğulma tehlikesiyle karşılaşabilirler. Kişi yüzme bilmiyorsa ya da deneyimsizse su kanalları, göletler ve havuzlarda boğulabilir. Küçük çocuklar deniz kıyısında , suyun derin olmadığı yerlerde de kolayca bu tehlikeyle karşı karşıya kalabilirler. Denizde veya başka yer­de boğulmak üzere olan biriyle karşılaşıldığında ilk önce güvenli bir şekilde çevrede ona ulaşabileceğiniz bir araç arayın. Bir tekne veya kayık yoksa cankurtaran simidi, bir kalas parçası ya da otomobil lastiğiyle kazazedenin yardımına gidebilirsiniz. Yüzerek kurtarmak daha zor bir iştir. Ancak deneyimli bir kurtarıcı ya da yüzücüyseniz yüzerek de boğulan kişiye ulaşabilirsiniz. Hem kendi güvenliğiniz hem de yardım için yanınıza bir cankurtaran simidi ya da yeleği almanız en iyisidir. Suya atladıktan sonra kazazedeye doğru yüzün, amacınız hiç vakit kaybetmeden onu sudan çıkarmak olmalı. Kazazedeyi sudan çıkardıktan sonra bilinci ye­rindeyse ve solunum güçlüğü yoksa onu sakinleştirip ısıtın. Kazede baygın olmakla birlikte solunumu varsa kendisini yan yatırın, bu saye­de yuttuğu su dışarı çıkabilir ve suyun akciğerlere gitmesi önlenebilir. Yardım gelene kadar da kazazedenin yanından ayrılmayın. Boğulmalardaki ilk yardımın temel amacı akciğerlere hava girmesini sağlamak olduğundan çok hızlı davranmak gerekmektedir. Kazazede sudan çıkar çıkmaz ağzında protez varsa çıkarılmalı veya boğaz salgıları temizlenmeli, başı iyice arkaya çekilerek alt çene iki elle aşağı ve geriye itilerek baş parmaklarla ağız açık tutulmalıdır.Ağızdan ağza suni solunum yapılırken gö­ğüs kafesine düzenli aralıklarla bastırılarak kalp masajı uygulanır. Ancak kalp masajı sadece kalp atımı ve nabız alınmadığı hallerde yapılmalıdır. Suni solunum için kazazedenin başı arka/a eğilir, ensesinin altına katlanmış giysiler yerleştirilir. Öteki el ise kazazedenin alnına, işaret ve baş parmaklar burun deliklerini kapatacak şekilde yerleştirilir. Yardım eden kişi derin bir soluk aldıktan sonra dudaklarım kazazedenin dudakları üstüne yerleştirir ve soluğunu güçle verir. Kazazede çocuksa soluk verme fazla güçlü olmamalıdır. Soluk verdikten sonra kazazedenin soluk vermesi için ağzı açık tutulur. Kalp masajı için kazazedenin yanı ba­sında diz çökerek, bir el göğüs kemiğinin alt bölümüne, öteki ise bu elin üstüne yerleştirilir. Göğüs kemiğine omzun ve gövdenin ağırlığı gelecek şekilde bastırıldıktan sonra hızla bıra­kılır. iki soluk verdikten sonra göğse 5 baskı uygulanır. Dakikada yapılan soluk verme işle­mi 15 ila 20 defa arasında olmalıdır. Eğer yar­dım edilecek biri daha bulunursa suni solunuma iki kişiyle devam edilmelidir. Boğulan kişide düzenli solunum hareketleri ve kalp atımı sağ­landıktan sonra suni solunuma son verilir. Suyla boğulan kişi akciğerlerinde suyun yol açtığı hasarı değerlendirmek amacıyla mutlaka hastaneye kaldırılmalı ve 48 saat süreyle kontrol altında tutulmalıdır.

Böcek Sokma ve Isırmaları

Böcek sokmaları özellikle yaz ve sonbahar başlarında tarlada çalışan, tatil ve piknik yapan insanlar için keyif kaçırıcı bazen de yaşa­mı tehdit edici bir sorun olmaktadır. Ülkemizde de en önemli böcek sokmaları yaban arısı, eşek arısı ve bal arısı ile ortaya çıkmaktadır.

Böcek sokmalarından sonra yerel reaksiyon, sistemik reaksiyon ve sistemik toksik reak­siyon oluşabilmektedir. Seyrek olarak böcek sokmasından 1 ya da 2 hafta sonra serum hastalığı ortaya çıkabilir. Böcek sokmasından sonra ortaya çıkan reaksiyon kişiden kişiye ve böcekten böceğe değişiklik gösterir. Isırıklar tek tek ya da bir böcek bir alanda birden çok ısırık yaptığı için gruplar halindedir. Bebekler genel­likle reaksiyon göstermezler, küçük çocuklar gecikmiş aşırı duyarlılık reaksiyonu, büyük çocuklar hem gecikmiş, hem hızlı aşırı duyarlılık reaksiyonu gösterirler. Olağan reaksiyon ağrı, şişme ve sokulan bölgede etrafında oluşan renk değişikliğidir. Bölgenin su ve sabunla yıkanması en basit ve etkili tedavidir, buz uygulanması şişliği ve ağrıyı azaltabilir.

Geniş yerel reaksiyon; sokulan bölgenin çevre­sindeki geniş bir alanın da etkilenmesi durumudur (örneğin dizden sokulan bir kimsede tüm bacağın şişmesi). Bu durumda tedavi nor­mal reaksiyondaki gibidir. Ancak yakınmaları azaltmak için ağızdan bazı ilaçlar vermek ge­rekebilir. Bu ilaçlara bir doktorun karar ver­mesi uygun olur. Bal arısı soktuktan sonra deri içinde kalan iğneyi çıkartma çabaları daha çok, venomun deri içine sokulması ile sonuçlanmaktadır. Karınca ile sokulmadan 30-60 dakika sonra yerel kaşıntı ve küçük su toplamış kabarcık (vezikül) ortaya çıkmaktadır. Bunu 8-24 saat sonra püstül oluşumu izler. Karınca sokmasından sonra ikincil enfeksiyonlara en­gel olmak için bol su ve sabunla yıkanmalı, içi su dolu kabarcık sıkılmamalıdır. Topikal steroidli merhemler ve ağızdan H1 antihistaminikler kaşıntıyı azaltmak için kullanılabilir.

Böcek sokması sonrası olan alerjik belirtiler nelerdir?

Böcek sokması olan bölgeden uzakta şişme, kızartı, ürtiker, kaşıntı, kolik şeklinde karın ağrısı, kusma, ishal, göğüste sıkışma hissi, nefes almada zorluk, hırıltılı solunum, at sesi (larinks ödemi bulgusu), dilde şişme olabilir. Bu bulgu­lar, ciddi alerjik reaksiyon ve anafilaksi bulgu­larıdır ve birkaç dakika içinde ortaya çıkar. Nabzın alınamaması ve kan basıncının düşmesi, bilinç bulanıklığı ve kalp durması yaşamı tehdit eden bulgulardır. Anafilaksi gelişen her böcek sokması acil tedavisi yapıldıktan sonra alerji uzmanına gönderilmelidir.

Böcek sokmalarından nasıl kaçınabiliriz?

• Otların üzerinde açık ayakkabı ve çıplak ayakla yürünmemeli.

• Pikniğe, çocuk bahçesine giderken parlak renkli, kol ve bacağı açıkta bırakan giyecekler giyilmemeli.

• Yakında uçuşan arı görüldüğünde panik yaratıp, kaçması için saldınya geçilmemeli (yaban arıları kendilerine saldırıldığında sokmaktadırlar), bir yüzeye yapışmışsa nazikçe kaldırılmalı.

• Ağzı açık kalmış tatlı içecekler yeniden içilmemeli

• Çöp tenekelerin ağzı kapalı tutulmalı.

• Ev dışında yenilen yiyeceklerin paketleri ka­patılmalı, uzun süre ağzı açık bırakılmamalı

• Pikniğe, parka giderken tatlı ve bitki kokulu parfümler sıkılmamalı.

• Ev ve arabaların camları kapalı olmalı.

En sık karşılaşılan böceklerin basında sivri­sinekler gelir. Sivri sineklerden korunmak için güneş battıktan sonra dışarı çıkarken sık dokunmuş uzun kollu giysiler, pantolon ve çorap giyilmeli, sivrisinekleri çeken koyu renkler yeri­ne açık renkler tercih edilmelidir. Sivrisineklerin çok yoğun olduğu bölgelerde sinek kovucu ilaç­lar sürülebilir. Arı, akrep, örümcek ve çeşitli böceklerin sokmaları normal kişilerde genelde hafifi bir acı ve kızarıklık dışında sorun yaratmaz ama alerjik bünyelilerde bu ısırıklar önemli reaksiyonlara yol açabilirler. Eşek arılarının baş ve boyun gibi bölgelerden sokması ise daha ciddi bir durumdur. Arı sokmasında böceğin iğnesi ciltte kalmışsa, iğneyi bir cımbız kullanarak çıkarmak gerekir. Sonra iğnenin girdiği yer sabunla yıkanır, amonyak veya antiseptik bir maddeyle temizlenir ve acıyı azaltmak için üzerine buz konulabilir. Kortizonlu merhemlerde yerel reaksiyonu azaltacaktır. Örümcek sokmalarında da benzeri bir uygulama yarar sağlar. Kene ve tahtakurusu gibi vücuda yapışan böcekler gaz yağı dökülerek veya bir cımbız yardımıyla hemen vücuttan ayrılmalı, hayvanın ba­sının vücut içinde kalmamasına dikkat edilmelidir. Yara temizlenmeli, kortizonlu veya antihis-taminik bir merhem sürülmelidir. Akrep sokmalarında da yara üzerine konan küçük bir buz parçası ağrıyı azaltabilir. Yara temizlendikten sonra üzerine kortizonlu veya antihistaminik merhemler sürülebilir. Akrep sokmaları tansi­yon yükselmesi ve kas spazmları gibi ciddi reaksiyonlara sebep olabileceği için mutlaka bir sağlık merkezine başvurulmalıdır. Ağır vakalarda akrep panzehiri(antiskorpiyonik serum) uygulanabilir. Zehirli yılan sokmalarında, yılanın soktuğu kısım kalp seviyesinin altında tutularak hasta en yakındaki sağlık merkezine götürülmelidir. Varsa yüzük, sata, takı, ve tüm sıkı giysiler çıkarılmalıdır, ilk beş dakikada yılanın diş izleri boyunca 3 mm derinliğinde ve yarım santimetre uzunluğunda tek bir keşi yapılarak zehrin dışarı akıtılmasına çalışılır.

Güneş Çarpması

Kızgın güneş altında uzun süre kalanlarda ve daha çok çocuklarda görülen bir yaz hastalığıdır. Şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve yüksek ateşle kendini gösterir. Hasta serin bir yere götürülmeli , vücudu sıkan giysiler çıkarılmalı, basma soğuk kompres veya buz torbası konulmalıdır. Ateş çok yüksekse vücut ıslak bir çarşafla sarılmalı, hasta havadar bir yerde tutulmalı ve serin bir cankurtaranla hastaneye taşınmalıdır. Başa ve kasıklara uygulanan soğuk kompres de vücut sıcaklığım düşürecektir.

Uz. Dr. Hasan Aslan
Top